6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtay’ın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. ...Bozma ilâmına uyulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağından mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı uyarınca inceleme ve araştırma yapılması ve karar verilmesi zorunludur. Eldeki davada ise bozma ilâmına göre taraf teşkili tamamlanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece; sözleşmede imzası bulunan dava dışı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan şahsi haklarını BK'nın 163. maddesi hükmüne uygun olarak temlik edip etmedikleri sorularak, temlik etmişlerse temlik belgelerini sunmak üzere süre verilmesi, temlik belgelerinin sunulması halinde temlik alanların davada yer alması gerektiğinin, temlik eden bu şahısların davada taraf olmaları gerekmediğinin gözetilmesi, temlik belgelerinin sunulmaması halinde dava dışı arsa sahibinin ve paylarını devretmedikleri anlaşılan dava dışı arsa sahiplerinin davaya muvafakatlarının usulünce sağlanması gerekir.
Davalı banka tarafından davacı hakkında daha önce başlatılan takipte davacı borçlu olarak gösterilmişse de ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, daha sonra aynı alacak için dava konusu yeni takip yapılması durumunda, mükerrer takip yapılıp yapılmadığının icra dosyası incelenerek değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’in 43/2. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Davalının diğer kardeşi ile birlikte aynı gün 8 bağımsız bölüm satın alması ve borçlular ile aynı cadde üzerinde ticari faaliyette bulunması sebebiyle borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu-
Davada, davalı taraf, davacının satış bedelini ve tapu giderlerini karşılayan teminat mektubu sunmasına itiraz etmemiş, ancak, bu konuda açık bir muvafakatte de bulunmamıştır, ayrıca davalı vekili, teminat mektubunun sunulmasından sonraki 2.5.2006 günlü dilekçesinde, teminat mektubunun kararla birlikte nakde çevrilerek nemalandırılmasını istemiş ise de, bu dilekçede davacı tarafın teminat mektubu sunmasına muvafakat edildiği yönünde herhangi bir beyan bulunmadığı gibi, dilekçenin sonuç bölümünde de davanın reddi istenilmiş olup, bu içerikteki bir dilekçeye dayanılarak, teminat mektubu sunulmasına davalı tarafın açıkça muvafakat etmiş olduğunun kabulüne olanak olmadığı-
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının sorumluluğunun 818 Sayılı BK. mad. 41., 55. ve 6762 Sayılı TTK. mad. 336'dan kaynaklanmasına, zamanaşımı süresinin davacının parasını off shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren başlayacak olmasına göre davalı banka vekili ile fer'i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerektiği- 
Muhtıranın iptali istemine ilişkin başvuru, şikayet niteliğinde olmakla mahkemece, İİK.nun 18/3. maddesi gereğince yargılamaya devam olunarak işin esasının incelenmesinin ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İlamın hüküm bölümünde alacağın davalı borcu üstlenenden tahsiline karar verildiği, borçlu aleyhine hüküm kurulmadığı görüldüğüden, mahkemece, ilamda şikayet başvurusunda bulunan borçlu aleyhine hüküm kurulmadığı nazara alınarak, istemin kabulü ile takibin bu borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği-
11. HD. 27.04.2016 T. E: 4295, K: 4701-
Uyuşmazlık konusu paranın davacının talimatı ile Efektif Bank Off Shore Ltd. Lefkoşe/Kıbrıs’a transfer edildiği sabit olup, bu tespitlerin mahkemece de kabul edildiği kararın “Deliller ve Değerlendirilmesi” başlıklı 2’nci sayfasındaki açıklamalardan da anlaşıldığı, dosya içeriğinde yer alan bu delillere rağmen, kararın 3’üncü sayfasında söz konusu paranın KKTC’de kurulu Off Shore Bankasına gönderildiğine dair kayıt ve belge bulunmadığının kabulü isabetsiz olduğu gibi davacının talimatı ile Efektif Bank Off Shore Bankasına gönderilen paranın Sümerbank’a yatırılmış bir mevduat şeklinde nitelendirilmesinin de isabetsiz olduğu-
Vadenin gelmesiyle borcun muaccel olacağı, ancak borçlunun temerrüdünün ibrazla başlayacağı - Alacaklının şahsında tereddüt hasıl olması halinde, borçlunun bono bedelini tevdi ile borcundan kurtulacağı—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.