Sulama bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; yeraltı suyu kullanımının su rejimini doğrudan etkileyecek olması nedeniyle su kaynağı dışındaki diğer cazibeli sular ile sondaj sularının ücretlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının arazilerini yeraltı suyu ile suluyor olmasının, sulama bedelinden muaf olduğu anlamına gelmediği-
8. HD. 29.03.2021 T. E: 2019/3746, K: 2905-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, ... İcra Dairesinin 2015/505 esas sayılı dosyasından düzenlenen 15/05/2015 tarihli ödeme emrinde asıl alacağın 23.000,00 Türk lirası (çek bedeli), toplam alacağın ise işlemiş faiz, çek tazminatı ve komisyon bedeli ile birlikte 26.470,95 Türk lirası olarak belirtilmesine karşın, 09/06/2015 tarihli taahhütnamede alacak miktarının 31.042,48 Türk lirası ve asıl alacak miktarı 26.470,95 Türk lirası olarak belirtilmek suretiyle çelişki oluşturulduğu, ayrıca anılan taahhütnamede faiz miktarı 1.610,00 Türk lirası olarak belirtilmiş ve son ödeme tarihine kadar faiz dahil toplam alacak 34.986,91 Türk olarak gösterilmiş ise de; anılan faizin hangi dönemleri kapsadığının net olarak belirtilmediği, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Davacı yanca davaya konu takip dışında ayrıca hem ............... İcra Müdürlüğünün ............. E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip, ............... İcra Müdürlüğünün .................. E. sayılı dosyasında ise ticari işletme kapsamında taşınır rehinin paraya çevrilmesi yoluyla tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla iki ayrı takip daha yapıldığı, davalı asıl borçlu lehine verilen ipotek ve taşınır rehin bedelinin dosya kapsamına göre davacı yanın alacağından fazla olduğundan 2004 sayılı Kanun'un 45 inci maddesi gereğince alacak rehinle ipotek teminat altına alındığından davalı asıl borçlu şirket yönünden açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, öte yandan davacı yanca, akdi faizin %36, temerrüt faizinin ise %72 olduğu iddia edilmiş ise de, davacı yanca genel kredi sözleşmesi kapsamında taraflarca kararlaştırılan akdi faizin %36 olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi belgenin dosyaya kazandırılmadığı, ilk derece mahkemesince hem Merkez Bankasına yazılan yazıya göre temerrüt tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinin tarafı olan bankanın fiilen uyguladığı akdi faiz oranının %24 olduğu, sözleşme hükümlerine göre temerrüt faizinin de uygulanan akdi faizin %100'ünün eklenmesi sonucu %48 olacağından bankacı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ek raporda da bu oranlar üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle davacı yanın takip tarihi itibariyle alacağının tespit edildiği ve davalılardan ............. Gıda ...Şirketi yönünden de .............. tarihli kefaletname dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapıldığından davacı yanın bu kısma yönelik istinafının da yerinde olmadığı-
Her ne kadar davalı sigorta şirketlerince gerek poliçe özel şartlarındaki "sigortalı kıymetlerin normal işlemesinden ve mutad kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma, korozyon veya oksidasyondan, buhar kazanlarında kireçlenme ve çamurlanmadan, işletmede doğrudan doğruya meydana gelen etkilerden, atmosferik vesair şartların verdiği tedrici bozulmaların teminata dahil olmadığı", gerekse Makina Kırılması Sigortası Genel Şartları'nın Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı 3 üncü maddesinin (h) bendindeki "Makinelerin normal işlemesinden ve mutad kullanılmasından doğan aşınma ve yıpranmalardan veya çürüme, paslanma veya oksidasyondan, buhar kazanlarında kireçlenme ve çamurlanmadan işletmede doğrudan doğruya meydana gelen etkilerden, atmosferik vesair şartların sebebiyet verdiği tedrici bozulmalardan," hükümlerine göre gaz türbinlerinde meydana gelen hasarlanmaların poliçe kapsamında bulunmadığı yönünde savunma yapılmış ise de; tarafsız ve güvenilir delillerle hasarın teminat dışında kaldığının ispat edilemediği, davalı tarafından sunulan Teknik Rapor'un da tarafın isteği üzerine haricen düzenlendiği gözetildiğinde işbu raporun tarafsızlığı konusunda da şüphe oluştuğu, tüm dosya kapsamına göre hasarın teminat kapsamında olduğunun kabulü ile poliçe şartları kapsamında davacının kar kaybı, işçilik ve tamir bedeline yönelik taleplerinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Gecikme cezasının faiz niteliğinde olduğu, takip konusu alacağın kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten (eylem tarihinden) itibaren yasal faiz istenebileceği, nitekim davacı yanın da 08.03.2007-21.02.2008 dönemi için yasal faiz talebinde bulunduğu, o halde mahkemece dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile talep edilen dönem için işlemiş yasal faiz ve KDV miktarı hesaplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, davalı borçlunun gerek haciz ihbarnameleri üzerine muhtelif icra dosyalarına yaptığı ödemeler , gerek iflas dosyasına ödemeleri çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, varsa miktarı belirlendikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tedbir ara kararı ilam niteliğinde olmadığından ilamlı icra takibinde bulunulamayacağı-  (Konkordato talepli davaya bakan) ticaret mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili isteğin ilamlı icra yolu ile infaz edilemeyeceği, tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisinin infaz memuru olarak tayin edileceği- İhtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere tedbir kararını veren mahkemece bakılması gerektiği- Tedbir kararına dayalı olarak takip başlatılması halinde takibin iptaline yönelik şikayeti inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu-
Davacı yanca icra takibine konu edilen 3.957,15 TL tutarındaki masraflarla ilgili olarak bilirkişi ek raporunda hesaplama yapılarak görüş bildirildiği ve mahkemece bu ek raporun hükme esas alındığı belirtildiği halde bu masraflarla ilgili talep yönünden bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.