Mahkemece, davalı borçlunun gerek haciz ihbarnameleri üzerine muhtelif icra dosyalarına yaptığı ödemeler , gerek iflas dosyasına ödemeleri çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, varsa miktarı belirlendikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tedbir ara kararı ilam niteliğinde olmadığından ilamlı icra takibinde bulunulamayacağı-  (Konkordato talepli davaya bakan) ticaret mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili isteğin ilamlı icra yolu ile infaz edilemeyeceği, tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisinin infaz memuru olarak tayin edileceği- İhtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere tedbir kararını veren mahkemece bakılması gerektiği- Tedbir kararına dayalı olarak takip başlatılması halinde takibin iptaline yönelik şikayeti inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu-
Davacı yanca icra takibine konu edilen 3.957,15 TL tutarındaki masraflarla ilgili olarak bilirkişi ek raporunda hesaplama yapılarak görüş bildirildiği ve mahkemece bu ek raporun hükme esas alındığı belirtildiği halde bu masraflarla ilgili talep yönünden bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; mahkemece “takipten sonrası için faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak biçimde” hüküm kurulması doğru değilse de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
Bozmadan sonra alınan ve hükme esas tutulan bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı-
Bozma ilamında taşınmazın dava dışı bir kişiye (5.kişiye) satılmış olması nedeniyle taşınmazı borçludan satın alan 3.kişi ile ondan satın alan 4. kişinin taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değer ile sorumlu tutulmaları gereğine değinilmesine karşın mahkemece eksik inceleme yapıldığı anlaşılmış olup mahkemece dava konusu taşınmazın davalı 3.kişinin elinden çıktığı tarih ile davalı 4.kişinin elinden çıktığı tarihlerindeki gerçek (raiç) değeri ile ilk tasarruf tarihine kadar tahakkuk eden vergi asılları ile bunların işleyecek faiz ve eklentilerinin tespiti için, uzman bilirkişilerden rapor alınarak, bu davalıların, tespit edilen vergi borcu ile sınırlı olacak şekilde taşınmazın ellerinden çıktığı tarihteki gerçek değerlerinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalı borçlu ve 3.kişinin kardeş olduğu, böylece 6183 sayılı kanunun 30 uncu maddesi gereğince, davalı A.K.' nİn davalı borçlunun mali durumunu ve alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğu ve aksinin de ispatlanamadığı anlaşılmakla; "davanın kabulüne" ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İİK.nun 269/a maddesi gereğince kesinleşen icra takibi nedeni ile tahliye istemine ilişkin dava, ödeme emri tebliğinden 30 gün sonra açıldığına göre itirazın kaldırılmasına ilişkin verilen kararın kesinleşmesinin beklenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.