Mazerete ilişkin belgenin sunulmasına fırsat verilmeden müvekkilinin yeminden kaçındığının kabul edilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
Kredi kartı hamili vesayet altına alındığından sözleşmeye taraf olma ehliyeti yoksa da, davalı kısıtlı bankanın verdiği kredi kartını kullanarak bir takım harcamalar yaptığından, mahkemece sözleşme hükümleri dikkate alınmaksızın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, takip sonrası asıl alacağa yalnızca yasal faiz işletilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Gecekondunun, Kentsel dönüşüm projesi kapsamında davalı belediyeye devri hususunda taraflar arasında taahütname imzalanmış olup davacıya yapı bedelinin tamamının mı yoksa sadece enkaz bedelinin mi ödenmesi gerektiği konusunda, tarafların mevzuat hükümleri çerçevesinde imzaladıkları taahhütnamede "hak sahibinin kıymet takdir komisyonunca belirlenmiş bedele itiraz etmeyeceği" kararlaştırılmış olup, taraflar arasında düzenlenen bu taahhütname özel hukuk hükümlerine tabi ve geçerli olduğundan taraflar yönünden bağlayıcı olduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıya devrettiği gecekondusu için sadece enkaz bedeli isteyebileceği, enkaz bedelinin de davacıya ödenmiş olması karşısında davacının başka bir şey talep edemeyeceği-
İtirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takibin dayanağı olan "teyit" başlıklı belge içeriği ile değerlendirildiğinde; belgenin Menemen Belediye Başkanlığı adına Mali Hizmetler Müdürü tarafından imzalandığı, üst yönetici ve dolayısıyla harcama yetkilisi olarak Belediye Başkanının imzasının bulunmadığı, harcama yetkisinin belgede imzası bulunan Mali Hizmetler Müdürüne devredildiğine dair yazılı bir belgenin sunulmadığı ve iddia edilmediği, dar yetkili icra mahkemesince bu hususun araştırma konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, dayanak belgenin İİK'nın 68/1 maddesi kapsamındaki belgelerden sayılamayacağı ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinin kabulünün gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İİK.’ nun 193. maddesi hükmüne göre haciz yoluyla yapılan takipler iflasın açılmasıyla durur, iflas kararının kesinleşmesiyle de düşer. Somut olayda davalının yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarda açıklanan yasa hükmü gereğince itirazın iptali davasının dayanağı haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte düşmüştür. İcar inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ortada geçerli bir takibin bulunması gerekir. Davaya konu takip düştüğünden ortada geçerli bir takipten söz edilemez. Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava konusu bankanın alacağı 4389 s. Bankalar Kanununa -5020 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen- Ek 5. madde kapsamında kalmakta olup, aynı madde ile Hazine ve Fon alacaklarına uygulanan hükümlerin davacı banka alacağı için de uygulanacağının kabul edildiği, buna göre 5020 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinde yer alıp 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile aynen kabul edilen 20 yıllık zamanaşımı süresi davacı banka alacakları için de geçerli olup 5411 sayılı Yasa’nın 16. maddesi uyarınca geçmişe etkili olarak uygulanacağı-
Davalının, ödeme savunmasında bulunmakla, bu savını yazılı delille ispatlaması gerekeceği- Her ne kadar dosyaya bir tahsilât makbuzu sunmuş ve bir kısım ödemelerin çekle yapıldığını bildirmişsede, tahsilât makbuzunu imzalayan kişinin davacı adına tahsilât yapıp yapamamaya yetkisi olup olmadığının araştırılması gerektiği gibi, çekle ödemenin de kim tarafından, kime yapıldığının bankadan araştırılması gerekeceği, bütün bu araştırmalar yapılmadan, oluşturulan kararın eksik soruşturma nedeni ile bozulması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.