Davacı tarafın hesap mutabakatında imzası bulunan kişinin şirketin bazı işlerini yapmaya vekaleti bulunduğu hususunu iddia ettiği ve bu hususta yeterli inceleme yapılmadığı, bu nedenle davalı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılıp mutabakatta imzası bulunan kişinin yaptığı işlemlere veya sözleşmelere davalı şirket tarafından muvafakat verilip verilmediği kabul edilip edilmediği hususları üzerinde durulması, sonuç olarak bu mutabakatın geçerli olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği- Davacının, şirketin muhasebecisi olduğu yıllar zarfında hizmetin karşılığını davalıdan isteyebileceği, dosyadaki bulunan hesap mutabakatı geçersiz olsa bile yapılan hizmet karşılığının istenebileceği, bu durumda yapılan hizmetin karşılığı ve ödemeler ayrı ayrı belirlenip davacının alacaklı olup olmadığının alacaklı ise miktarının tespit edilmesi gerekeceği, dava dışı bırakılan başka mahkemede dava konusu olan çek bedelinin de nazara alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki ilişkinin menkul satış sözleşmesi olduğu, davalının davacıdan kumaş satın aldığı, alınan kumaşlarda renk farkı şeklinde açık ayıbın bulunduğu, ancak bu ayıbın süresi içinde davacıya ihbar edilmediği, davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu sebeple ayıp sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zarar talebini içeren karşı davanın reddi gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.120,65 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından 28.520,66 TL davacıya ödemede bulunulduğu, bu miktarın talep edilen rakamdan düşülmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının 21.599,99 TL alacağının kaldığı, bu miktara takip tarihinden itibaren % 11,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi gerektiği, takip tarihi ile kısmi ödemenin yapıldığı tarih arasında işleyen faiz, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinin İcra Müdürlüğü’nce infazda dikkate alınması gerektiği, asıl dava itirazın iptali davası olduğundan takipten sonra ve davadan önce 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından yapılan 28.520,66 TL ödeme nedeniyle bu miktar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hükmolunan alacağın faturalara dayanması nedeniyle likid olduğu gerekçesiyle, asıl davanın 21.599,99 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takipten sonra yapılan 28.520,66 TL’lik ödeme açısından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının iş bu kısma ilişkin isteminin dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
İcra takibine vaki itirazın iptali davasında, davalı tarafın sunduğu 22.000,00 TL bedelli makbuzun BK. mad. 86'ya göre borca mahsuben yapıldığını kabul ettiği- Takip tarihi itibariyle davacının isteyebileceği faiz alacağının saptanarak davadan önce yapılan ödemenin dava açmadaki hukuki yararı etkileyip etkilemediği üzerinde durulması gerektiği-
Taşınır rehininin paraya çevrilmesi için ilamsız icra takiplerinde asıl borçlu ve rehinli taşınır maliki bakımından zorunlu takip arkadaşlığı olduğu- Davacı tarafından sadece asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibi usulüne uygun addedilemeyeceğinden, davalının münhasıran gemi maliki sıfatına dayalı olarak takibe ve hacze dilekçeyle itirazda bulunmasının haklı nedenlere dayalı olduğunun kabulü ile alacaklı tarafından açılan davanın reddi gerektiği-
Taraf ticari defterlerini inceleyerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin detaylarını belirleyip, 29.04.2010 tarihli sözleşmeye dayalı teslim edilen (teslimi kanıtlanan) mal miktarını tespit ederek, bu sözleşmeyle ilgili olmayan mal satışlarını belirleyip, taraf defterlerindeki kayıtların (alacak ve borca ilişkin) dayanaklarını ve varsa kayıtlar arasındaki uyuşmazlığın sebebini açıklanıp, davacının sözleşme kapsamında 179.550,00 TL ödeme yaptığı gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İspat yükü üzerine düşen davalı, taşınmazların sözleşmeye uygun şekilde davacıya teslim edildiğini ispatlayamadığı, ancak davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, bu ispat külfeti dikkate alınarak ve taşınmazların hangi tarihte davacıya sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususunda ayrıntılı araştırma yapılıp, davalının yemin deliline dayandığı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu faturaların her iki tarafın defterinde yer aldığına ve tarafların aralarında ticari ilişki olduğu dikkate alındığında, ödeme iddiasında bulunan davalının bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı-
Boşanma kararı kesinleşmesine rağmen davacıya ait konutta davacının rızası hilafına haksız olarak oturmaya devam ettiği iddia edilen davalı eski eşe karşı açılmış ecrimisil davasının (dava dilekçesinde, davalı aleyhine 15 aylık kira parasının ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de) asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacının 2008 yılında istifa ettiği, durumunun 2009 yılında yapılacak genel kurulda görüşülüp karara bağlanacağı, ödeme zamanın henüz belirlenmediği-
Davacı vekili, bozmadan sonraki beyanlarında “davalının kısmi ödeme savunmasının doğru olduğunu” açıkça bildirmiştir. Bu durumda mahkemece takipten önce yapılmış olan bu ödemenin nazara alınarak, takip tarihindeki borç miktarının saptanarak, davadan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınacağı gözetilmek sureti ile karar verilmesi gerekirken bu yönlerin gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi, takipten önce ödeme yapıldığı halde, ödenen bu miktarın da takibe konu edilmesi karşısında, davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.