Mahkemece, davalı borçlunun gerek haciz ihbarnameleri üzerine muhtelif icra dosyalarına yaptığı ödemeler , gerek iflas dosyasına ödemeleri çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, varsa miktarı belirlendikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı dul maaşı alan murisin kredi çekildikten bir gün sonra öldüğü gerekçe gösterilerek sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, bu yüzden mirasçılara karşı icra takibine geçtiğini beyan ederek eldeki davayı açmış ise de sigorta poliçelerinin üzerinde davacı Banka'nın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı hukuki yollar davacı banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılmasının yerinde olmadığı-
Koooperatif anasözleşmesi, dava dışı maden şirketine kesilen trafik para cezası tutanağı, ödeme makbuzları ve ayrıca bu para cezası ile ilgili bir itiraz olup olmadığı araştırılarak, itiraz varsa buna ilişkin dava dosyası getirtilip, kooperatifler ve taşıma konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek, kooperatif defter ve kayıtları ile yukarıda sayılan belgeler üzerinde BK ve Karayolları Trafik Kanunu hükümleri birlikte tartışılıp değerlendirilerek, tarafların iddia ve savunmaları da gözönünde bulundurulmak suretiyle, açıklamalı, gerekçeli , denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İsticvabına karar verilen kimseye bizzat davetiye gönderileceği ve belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere hazır bulunması gerektiği; davetiyede, ayrıca, isticvap konusu vakıalar gösterileceği; ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı-
İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, takibin senede istinaden yapılması ve senetteki imzaların davalıya ait olmadığının davacı tarafından da kabul edilmesi durumunda, davanın bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerektiği-
Davanın, temelini oluşturan icra takibi anılan yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapıldığına göre anılan maddenin değişiklikten önceki durumu itibariyle %40' dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerekirken %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kooperatif genel kurulunca belirlenecek temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüzünden fazla olamayacağı, huzurdaki olayda kooperatif genel kurulunca belirlenebilecek temerrüt faiz oranı yıllık yasal faiz oranı olan %9’un yüzde yüz fazlası olan %18 oranından fazla belirlenemeyeceği, bu durumda, mahkemece, anılan yasal düzenleme çerçevesinde somut olay değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından yeni bir bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, niteliği itibarı ile bilinebilir olduğundan, davacı banka lehine inkâr tazminatına hükmetmek gerekeceği-
Kefil, kefalet limitiyle sınırlı olarak kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağı, Genel Kredi Sözleşmesinde “kefilin, söz konusu sözleşme uyarınca kefalet miktarıyla sınırlı olarak müşterinin tüm borçlarından sorumlu olacağı” açıkça yazılmıştır. Bu nedenle mahkemenin, “kefilin sadece taksitli ticari krediden sorumlu olup, BCH kredisinden sorumlu olmayacağını” kabul etmesinin yerinde olmayacağı-
Davalının işlettiği tatil köyüne ilişkin olarak davacı ile kanalizasyon suyu abonesi olduğu,davacı tarafça davalı hakkında tutulan tutanaklar bulunduğu, bilgisine başvurulan tanıkların beyanlarından da anlaşıldığı üzere benzer nitelikteki diğer tatil köylerindeki su tüketimleri baz alınarak davaya konu edilen tahakkukların yapıldığı anlaşılmakta olup mahkemece alınan rapordaki hesaplamaların davaya konu edilen ve icra takibine de konu olan fatura döneminde yürürlükte olan tarife hükümlerini somut olay açısından yeterince irdelemediği ve davacı vekilince aşamalarda ileri sürülen itirazların yeterince karşılamadığı anlaşıldığından, raporun hükme esas alınamayacağı- Mahkemece, alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden davaya konu edilen fatura döneminde yürürlükte olan tarife hükümleri de açık ve net bir şekilde irdelenerek, davacı vekilince aşamalarda ileri sürülen itirazlar da tam olarak karşılanmak suretiyle elverişli rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.