Uyuşmazlık; vesayet konusunda karar vermenin Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinde olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, Alman mahkemesi tarafından Türk milli hukuku ile çatışmayacak ve hatta aynı paralelde verdiği kararın ne milli hukuka ve ne de münhasır yetki ya da kamu düzeni ile bir alakası bulunmadığı, 1905 tarihli 'Kısıtlamaya ve Benzer Tedbirlere İlişkin La Haye Sözleşmesi'nin 3. Ve 7. maddelerine göre; kural olarak milli hukukun ve milli Devlet mahkemelerinin yetkili olmasına karşın hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer ( Almanya ) makamları da, ilgilinin milli hukukuna ( Türk Hukukuna ) veya bulunma yeri hukukuna ( Alman Hukukuna ) göre hacir kararı alabilecekleri öngörüldüğü, açıklanan tüm bu nedenlerle dava, kısıtlama kararının tanınmasına ilişkin olduğuna göre davanın kabulü gerekeceği-
8. HD. 09.02.2016 T. E: 1206, K: 2027-
Aile Birlikteliği ortak yaşam koşulları, eşlerin birbirine olan sadakati ile TMK'nun evliliğin genel hükümleri başlığını taşılan 185 ve devamı maddelerinde açıklanan ilkeler ve olgular birlikte değerlendirildiğinde mal rejiminin devamı süresinde edinilen bir malın eşlerden biri adına alınmasının hayatın olağan akışına uygun düştüğünün kabulü gerekeceği-
Nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve fazladan ödenen nafaka bedelinin tahsiline ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
Bir Türk vatandaşının, boşanma konusunda, Türk mahkemesi ya-nında, yabancı mahkemede de dava açmasının sonuçları–
Yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalarda, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin ibrazı için davacıya süre verilmesi gerektiği- Türkiye'de açılmış ve sonuçlanmış bir boşanma davası bulunmadığından, Fransa'da verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınması da henüz kesinleşmemiş olduğundan, velayet davasının bu dosyadan tefriki ile başka bir esasa kaydedilip, boşanma kararının tanınmasının kesinleşmesi beklenmesi gerekeceği-
İlam alacaklısı A.Ö. olup, reşit çocuk E.Ö.’a yapılan ödemenin, alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve İİK 33. maddesi kapsamında kalan ödeme olmadığından nafaka ödemesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece; anılan ödemelerin dosya borcundan mahsup edilmeden sonuca gidilmesi gerekeceği-
Tanınması istenen boşanma kararının, Beziers Asliye Hukuk Mahkemesi (aile hakimi) tarafından 06.05.2010 tarihinde verildiği, karar üzerinde kesinleştiğine ilişkin bir bilgi bulunmamakta ise de, kararın, verildiği ülkede Perpignan Belediyesi nezdinde tutulan deftere nüfus memuru tarafından 17 Eylül 2010 tarihinde tescil edildiğinin, belediyenin buna ilişkin 24.06.2011 tarihli yazısından anlaşıldığı, Fransa Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nca dosyaya gönderilen 08.12.2011 tarihli yazı ve bunun ekindeki Montgellier İstinaf Mahkemesi başkatibinin mühür ve imzasını taşıyan 12.09.2011 tarihli yazıda ise, boşanma kararını veren Beziers Asliye Hukuk mahkemesi kararının istinafa götürüldüğüne ilişkin bir kaydın bulunmadığının belirtildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf kanun yoluna müracaat edilmemiş olmasının, kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş olduğuna kesin karine oluşturacağı-
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.