Şirketin aktifinde yer alan tüm varlıkların rayiç değerlerinin (piyasa satış kıymetlerinin) mahkeme tarafından atanan yeminli bilirkişiler aracılığıyla tespiti gerekli olup, bilirkişilerce tespit edilecek gerçek veriler dikkate alınarak şirketin borca batıklık bilançosunun yeniden düzenlenmesi gerekeceği-
Borçlunun kesinleşmiş bir ilamla ‘mirasçı sıfatının bulunmadığı’nın belirlenmiş olması halinde, diğer mirasçıların mirasçı sıfatı bulunmayan borçlunun borcundan dolayı müflise ait mallar üzerine konulan haczin kaldırılmasını isteyebilecekleri; nizasız kaza kararlarının şekli bakımından kesinleşmiş olsalar bile, maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil etmedikleri–
Boşanma davası açmanın münhasıran kişiye bağlı haklardan olması sebebiyle boşanma kararının tanıması davasının mirasçılar tarafından açılamayacağı-
Gaipliğine karar verilmesi istenen kişinin ikinci bir ilan yapılmadan gaipliğine karar verilemeyeceği-
Mirasın reddinde Sulh hakiminin görevi reddin süresi içinde olup olmadığını ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını tespitten ibaret olacağı talep süresi içinde yapıldığında talebin kabulüne karar vermek gerekeceği-
4. HD. 14.06.2023 T. E: 2022/2481, K: 7969
Davalının hasımlı veraset belgesinin (davalı Hazine olacak şekilde) alınmasının, alınacak veraset belgesine göre ölü ise davanın mirasçılarına yöneltilmesinin ve davacının davasını TMK'nun 713/2. maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılmasının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tüm mirasçılarına yöntemine uygun şekilde dava dilekçesinin tebliğ edilmesinin, davalının hiç mirasçı bırakmadan ölmüşse Hazinenin TMK'nun 501. maddesi karşısında hukuki durumunun değerlendirilmesinin gerekeceği-
Mirasın gerçek reddine ilişkin açılan davada, davacı TMK. mad. 606 gereğince mirasın gerçek reddini talep etmiş olup dava dilekçesinde murisin aşırı derecede borçlarının olduğundan sözetmesi davacının mirasın hükmen reddini amaçladığı şeklinde yorumlanamayacağı- Mirasın gerçek reddine ilişkin açılan davalarda, görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olduğundan, talep yanlış değerlendirilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacıların mirasçılık belgesi almalarının ve murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek, veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmalarının, yasal süresi içinde verilmemesinin sorumluluk yaratacağı gözetildiğinde; mirası kabul anlamında yorumlanamayacağı, ayrıca, icra müdürlüğü dosyasında yapılan işlemler, terekenin benimsenmesi niteliğinde kabul edilmişse de terekenin korunması amacı ile yapılan olağan işlemlerin, terekenin benimsenmesi niteliğinde olmadığı, o halde; davacıların vekiline, TMK'nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince, mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletnameleri sunması için süre verilerek bu eksiklik tamamlatıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi ve terekenin açıkça borca batık olup olmadığının, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle araştırılması gerektiği, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle; araç kaydı Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden, taşınmaz kaydı Tapu Sicil Müdürlüğünden, hesap bakiye bilgisi ve hesap hareketleri tüm bankalardan, murisin ekonomik ve sosyal durumu kolluktan sorgulatılarak mirasbırakanın tespit edilen taşınmazlarının değerinin; uzman bilirkişiler tarafından keşif ile, ölüm tarihi itibari ile belirlenmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Borçlu ölmüş olsa bile mirasçılarına karşı halefiyat kuralı gereğince her türlü takibin ve davanın açılmasının mümkün olacağı; çünkü TMK.nun 641. maddesine göre, mirasçıların; tereke borçlarından müteselsilen sorumlu oldukları-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.