İİK'nun 134/8. maddesi uyarınca, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından, mahkemece, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 134/2 uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği- Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedeline eşit olması halinde, şikayetçinin, kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının da olmadığı- Hukuki yarar yokluğu nedeniyle işin esasına girilmeksizin istemin reddi halinde para cezasına hükmedilemeyeceği-
İhaleye ilişkin şartnamenin düzenlenip, ilan edildiği tarihte halen eski yasa hükümleri yürürlükte olduğundan, ihale bedeline ilişkin koşulların eski yasa kapsamında % 60 ve % 40 oranları üzerinden ilan edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, ancak ihalenin, o tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümleri (6352 s. Kanun değişikliği öncesi İİK. mad 129) doğrultusunda ilk ihale gününde % 60 oranı üzerinden yapılacağı kabul edilip, ilanda da bu şekilde belirtilmesine rağmen, birinci ihale gününde % 50 oranı üzerinden satışın başlatılıp, taşınmazın % 60 oranının altında bir bedel ile ihale edilmesi usulsüz olduğunu ve mahkemece ihalenin bu nedenle feshedilmesi gerekeceği-
Davacının kısmi dava açabilmesi için, bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının şart olduğu, hukuki yararın; dava konusuna ilişkin dava şartlarından olup, dava açıldığı anda var olması gerekeceği-
Mahkemece, kıymet takdirine itirazı içeren dilekçeye bakiye gider avansına ilişkin not yazılmaması ve tensip tutanağında verilen 7 günlük sürenin de şikayet tarihinden başlatılmış olması durumunda, borçlulara bakiye gider avansı yatırılmasına ilişkin usulüne uygun bir süre verilmesi gerektiği- Borçluların bakiye gider avansını yatırması durumunda; mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Süresinde satış istenmediği iddiasının yerinde olmadığı- İhalenin feshi talebinin reddi ile birlikte ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İpotekli malın satış bedelinin limite ulaşmaması halinde, satış bedeli ile limit arasındaki farkın asıl borçlu yönünden rehin açığına konu olabileceği- Muhtıraya esas alınan iflas erteleme davasında verilen kısa kararda “... ancak rehinli ve ipotekli alacaklar için, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipler için alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde erteleme süresinden kalan süre için işleyecek faizin ipotekle karşılanamayan kısmının icra müdürlüğü tarafından hesaplanacak faizinin davacı tarafça teminatlandırılması halinde satışın durdurulmasına, aksi takdirde satışın durdurulamayacağına” şeklinde karar verilmiş olup alınan erteleme kararıyla satışı gerçekleştirilemeyecek ipotekli malın bedelinden mahrum kalınacağından, rehinle karşılanamayacak faizler için rehinli malın muhammen bedeli matrah alınması gerektiği- Alacaklının icra dosyasında yer alan talebinde de belirtildiği üzere, iflasın ertelenmesi kararı içeriğine göre “alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde” hükmü gereği maddede yazılan teminatın hesabı alacaklı vekilince satışın talep edildiği tarihten başlatılması gerektiği- Bu teminatın hesaplanmasında mahrum kalınacak olan değerin, ipotekli malın muhammen değeri olarak esas alınması ve faizin erteleme süresinin sonuna kadar hesaplanması ve muhtıranın buna göre düzenlenip gönderilmesi gerektiği-
Paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği, asıl olan malın gerçek değerinden ihale edilmesi olup, malın salt muhammen değerin üzerinde satılmış olmasının her zaman zarar unsurunun oluşmayacağı ve malın gerçek değerini bulduğu anlamında yorumlanamayacağı-
İİK'nun 134/8. maddesinde, ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecbur olduğu-
12. HD. 23.11.2023 T. E: 6565, K: 7789
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.