Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede sözleşmenin feshine kendi kusuruyla sebebiyet veren tarafın cezai şart alacağı talep edemeyeceğinin düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacının sorumluluğunda bulunan döneme ilişkin vergi borçlarının davacı tarafından ödenmediği, davalının hakkında yapılan icra takibi nedeniyle vergi borçlarını ödediği, davalının sözleşmenin feshinde kusurunun varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle cezai şarta alacağına ilişkin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mirasın en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde, miras bırakanın son ikametgahı sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre terekenin tasfiye edileceği-
Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca yöneticinin mal varlığına haciz konulabilmesi için yönetici aleyhine 6183 sayılı Kanunun 54 vd maddelerine göre icra takibi başlatılmış olması gerekeceği-
Borçlu davalıya kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kalan herhangi bir bağımsız bölüm olmadığı anlaşılmadığından, mahkemece borçlu davalı tarafından satışı yapılan taşınmaz payına ilişkin olarak İİK.nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin araştırma ve inceleme yapılması gerektiği-
“Feragat” ve “kabul”ün kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı irade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği-
Temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı ve HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasından dolayı, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Bonoda teminat senedi ibaresinin bulunmasının, bononun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere mahsus yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemeyeceği, davacının gerek kendi müşterilerine kullandığı serbest meslek makbuzlarından dolayı davalıya tahakkuk edecek olan vergi borçlarının teminatı olarak senedin verildiğini, gerekse davalıya vergi borcu için elden ödeme yapıldığı iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, vergi borçlarının belge asıllarını dosyaya sunan davalı tarafından ödendiği, dava konusu senet nedeniyle davacı yanın yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
6183 sayılı Kanuna dayanılarak açılan tasarrufun iptâli davalarında, "iptâl kararı" verilebilmesi için, davacı idarenin kamu alacağının, "dava konusu tasarruftan önce" doğmuş olması gerekeceği–
Şirketin ihyasına ilişkin kararın TTK. m. 547 kapsamında "ek tasfiye" niteliğinde olup olmadığı, ihyasına karar verilen şirkete TTK. m 547/2 kapsamında tasfiye memurunun atanıp tescil ve ilanına karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.