Mahkemece öncelikle vergi borcuna ilişkin davaların kesinleşmesi beklenerek bilirkişiden davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan hem davalı gerçek kişinin kesinleşmiş vergi borcu miktarının, hem de davalı şirketin vergi borcu miktarı ve hangi döneme ait olduğu, şirketin vergi borçları nedeniyle davalı borçlu gerçek kişi hakkında 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takip yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalı borçlunun iplik işiyle, davalı üçüncü kişinin ise kumaş boyama işiyle uğraştığı anlaşılmakla, mahkemece davalıların şirket merkezleri ve fabrikalarının bulunduğu yerleri tespit edip, aralarında ticari ilişki bulunup bulunmadığı konusunda ticari defterlerini bilirkişi vasıtasıyla inceleterek, ayrıca spor kulübünde hangi tarihler arasında yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-
Haciz sıra cetveline yapılan şikâyetin İİK.’ nun 142/1. maddesindeki ‘’alakadarlar’’ ibaresinin borçluyu değil, şikâyet eden alacaklıdan sıra itibarıyla önce olan ya da aynı sırada hacze iştirak eden ve şikâyetten hakları etkilenecek olan alacaklıları ifade etmesi nedeniyle, bu alacaklı ya da alacaklılara husumetin yöneltilmesi gerekmesine, borçluya husumet yöneltilemeyeceğinden şikâyetçinin itirazının reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Bozmadan sonra davacı İdare'nin vergi alacaklısı olarak açtığı tespit davası(nın) devam ettiği anlaşıldığından, somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca göre işbu davada davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılacağından, mahkemece sözü edilen tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Asıl ve birleşen davalar ayrı birer dava olduğundan davalılar yararına asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taşınmazın aynından doğan vergilerin, satış bedelinden rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceği, bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesinin gerekli olduğu- Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesinin gerekeceği-
Borçlunun borcundan adi kefilin sorumlu tutulabilmesi için borçlu aleyhine Türkiye'de takibatın imkansız hale gelmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi veya hakkındaki icra takibinin semeresiz kalmış olması gerekeceği-
Trafik siciline kayıtlı araçların satışı noterlerce yapıldığından ve satış işlemleri sırasında trafik sicilinde herhangi bir şerh olup olmadığı araştırılmadığından, trafik sicillerinin tapu sicilleri gibi aleniyet prensibine tabi sicillerden olmadığı–
Dava konusu borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşıldığından; 6183 sayılı Kanu' nun değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduklarından bu Kanun gereğince takibe tabi tutulacakları - açıklanan kanun hükümleri gereğince, murisin ortağı olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan sermaye hissesi oranında şahsi sorumluğunun söz konusu olduğu; bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekeceği -
11. HD. 08.03.2016 T. E: 2015/5949, K: 2545-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.