Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, tarafların alacak ve borç durumları hususunda rapor alınarak borcun doğumunun saptanmasının, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğunun belirlenmesi halinde davanın önkoşul yokluğundan reddine, ticari ilişki ve borcun tasarruf tarihinde önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise mevcut delillere göre diğer iptal koşulları yönünden dosyanın incelenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece davacılar tarafından dosyaya sunulan 12.08.2009 tarihli belge ile ilgili olarak davalılara isticvap davetiyesi çıkarılarak belge altındaki imzaların davalılara ait olup olmadığının sorulup tespit edilmesi, imza inkarı halinde imza incelemesi yaptırılması ve bu şekilde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda imzaların davalılara ait olduğunun saptanması halinde satışa konu iş makinesinin tarım kesiminde kullanılan bir makine olması sebebiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 22. maddesine göre ziraat odalarınca tescili gerektiği ve aynı Kanunun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirleri geçersiz olup, geçersiz satışlarda herkesin aldığını aynen iade ile yükümlü bulunduğu hususları gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Malen kaydı içeren senet karşılığı malların teslim edilmediğine ilişkin iddianın davacı tarafından yazılı delille ispatlanması gerekeceği-
Senette borcun nedeni "mal" ya da "nakit" olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükünün bunun aksini ileri süren tarafa ait olması gerekeceği-
Borçlu-davacının takip konusu parayı (borcu) ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme emrine itiraz süresi içinde ödediğinden ve bu ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme sayılmadığından, İİK.nun 72. maddesine göre menfi tespit ve istirdat istemli dava açamayacağı, davacı-borçlunun ancak şartları varsa sebepsiz iktisap davası açabileceği-
Davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalının takibinde haksız çıkması yeterli olmayıp, ayrıca kötüniyetli olması da gerekeceği-
Çift taraflı talilde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği-
Alacağın varlığını ve dayandığı temel ilişkinin senettekinden farklı olduğunu iddia eden alacaklının, artık kendi dayandığı ve senetten anlaşılmayan iddiasını ispat yüküyle karşı karşıya kalacağı-
Teminat amaçlı aldığı bonoyu icra takibine konu eden davalı kötü niyetli davrandığı için % 40 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu, uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisinden kaynaklandığı ve iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden genel mahkeme sıfatı ile işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.