Uyuşmazlık;1. Davacının talebinin fiili hizmet süresi zammının tamamının sigortalılık süresinden ve yaş haddinden geri çekilmesine yönelik; Kurumun kabulünün ise 23.05.2002 tarihindeki sigortalılık süresi belirlenirken fiili hizmet süresi zammının 23.05.2002 tarihinden önceki fiili hizmet süresine göre hak kazanılan kısmının eklenmesi gerektiği yönünde olduğu eldeki davada; davacının 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında hak kazanmış olduğu fiili hizmet süresi zammının sigortalılık başlangıç tarihinden geri çekilmesinin mümkün olup olmadığı;2. 18.05.2018 tarihli tahsis talebinin 4 yıl 3 ay 15 günlük fiili hizmet süresi zammının yaş haddinden indirilmek suretiyle değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır...
Dava, Almanya'da geçen çalışmaların 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir...
Sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmalar nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitinin talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğu- Kuruma karşı dava açılabilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu'nca taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş olması gerektiği ve müracaatın bir dava şartı olduğu- 
Uyuşmazlık konusu dönemde Bağ-Kur'a tabi olarak faaliyette bulunduğu anlaşılan davacının SSK'dan emekliliğine dair kararın S.S. Kurumu'nca iptalinde isabetsizlik olmadığı-
1186 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi hükmünün 1/4/1950 tarihinden önce çeşitli işyerlerinde çalışan fikir ve beden işçilerinin, hizmetlerini belgelendirdikleri ve o zamana ait ilk aylık ücretleri üzerinden işçi ve işveren sigorta primlerini en geç 5 yıl içinde defaten veya taksitlerle ödedikleri takdirde, toplam olarak en çok 10 yıllık hizmetlerinin Sosyal Sigortalarda veya Sosyal Sigortalara devredilen sandıklarda geçen hizmetleri ile birleştirileceği-
Hakim ve savcıların soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet ve kararları nedeniyle ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği-
10. HD. 15.09.2022 T. E: 6787, K: 10693
506 s. K. mad. 80/12 uyarınca, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum'a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları- 6183 s. K. mad. 58/1 uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabileceği- 6183 s. Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacağı- Mahkemece, işverenin sigorta primlerini borcun ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödeyebileceği belirtildiğinden, zamanaşımına ilişkin kanun ve kanunun uygulanması gereken dönem gözönünde bulundurularak, davacıların sorumluluk dönemleri belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi ve davalı Kurum lehine  1136 s. Av. K. mad. 168 gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Aksine Kurum işlemlerinin iptali ile 6111 Sayılı Yasa kapsamında faydalandırılması gerektiğinin ve bu kapsamda davalı kuruma fazladan ödenen primlerin iadesi istemi-
5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında gerçekleştirilen zorunlu sigortalılık bildirimlerinin geçersiz sayılarak yaşlılık aylığının iptali yönündeki Kurum işleminin iptali ile aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.