Velayetin Kaldırılması ile Evlat Edinmede Anne ve Babanın R.sının Aranmaması
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü ora­nında katılmak zorunda olduğu; ayrıca adına kayıtlı men­kul ya da gayrimenkulu olmasa dahi; iştirak nafa­kasına hükmedildiği tarihten itibaren paranın alım gücünün düşmesi, çocukların bakım yükümlülüğünün devam etmesi ve çocukların ihtiyaçlarının artması nedeniyle hükmedilen iştirak nafakasının uygun bir miktarda arttırılması gerekeceği-
Velayet ana ve baba tarafından birlikte icra ediliyor olmasına rağmen, çocuk fiilen bunlardan birinin yanında ve onun rızası olmaksızın diğer taraf çocuğu ile görüşemiyorsa, çocuğu ile görüşemeyen tarafın çocuk kişisel ilişki kurulmasını isteyebileceği-
Annenin velayet görevlerini yerine getirmesine engel bir durumu ve bu konuda bir ihmali saptanmadığına göre, uzman raporundaki öneriye değer verilerek, çocuğun üstün yararı gereğince velayetinin anneye verilmesi gerekeceği-
492. sayılı Harçlar Yasasının yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak bütün işlemlerde 5887 sayılı eski Harçlar Yasasının değil 492 sayılı yeni Harçlar Yasasının uygulanmasının gerekeceği-
Evlilik devam ettiği müddetçe ana ve babanın velayeti birlikte kullanması gerekeceği-
Velayeti anneye verilen çocukla baba arasında kişisel ilişkinin dü-zenlenmemiş olmasının, kararın bozulmasına neden olacağı–
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebileceği yahut değiştirebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği (HMK. md. 141/1) -
Yoksulluk ve iştirak nafakasının artırım istemi-
Nafaka davasında kabul edilen yıllık nafaka miktarı gereğince bölge adliye mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.