2. HD. 06.04.2017 T. E: 497, K: 3945-
Ziynet eşyalarının gram ve nitelikleri tek tek belirtilmediği gibi bedele hükmedilirken de her birinin değeri tek tek gösterilmeyip, tamamının toplam bedelinin hükme yazıldığı, aynen iadesi mümkün olmayanların bedelinin ödenmesi yönüne gidileceğinden, hüküm altına alınan ziynetlerin her birini gram nitelikleri ile değerinin hüküm yerinde ayrı ayrı gösterilmesinin, hükmün infazı bakımından gerekli ve zorunlu olduğu-
Davacı baba, boşanma ile velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocukların velayetlerinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmişse de, ortak çocukların mahkeme ilamına rağmen baba tarafından anneye teslim edilmemiş ve çocuklarla anne arasındaki bağ fiilen koparılmış olduğu, davalı babanın, anne tarafından çocuklara cinsel istismarda bulunulduğuna ilişkin iddiaları ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve davalı annenin velayet görevini yerine getiremeyeceğinin kanıtlanamamış olduğu, taraflar arasında görülen boşanma davasında alınan üç ayrı sosyal inceleme raporu ile eldeki davada alınan sosyal inceleme raporlarının da bu doğrultuda olduğu görüldüğünden, velayetin değiştirilmesine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
2. HD. 30.06.2020 T. E: 631, K: 3444-
Nafaka davalarında; davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten (maktu vekâlet ücreti) düşük olmamak üzere, hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmolunacağı-
Kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken; bayram günleri ve Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin, çocukların bir arada olamayacağı şeklinde düzenlenmesinin ve çocukların da birbirlerini görebilecekleri şekilde bir düzenleme yapılmasına dikkat edilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kadının çocuk adına velayeten açtığı manevi tazminat davası, boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp, nisbi harca tabi olduğu-
Tarafların karardan 5 ay sonra müşterek çocuklarının doğduğu bu durumda çocuğun boşanma davası devam ederken ana rahmine düştüğünün kabul edilmesi ve bu hususta karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davacı eş yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinin gerektiği davada, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgiler ve toplanan tüm deliller incelendiğinde; davacı kadının asgari ücretle geçimini sağladığı, gelir getirici malvarlığının bulunmadığı ve yardıma muhtaç olduğu, buna karşılık davalı erkeğin ise, emekli olduğu ve aylık 1.100,00 TL gelirinin bulunduğu, davacı kadının sürekli ve düzenli geliri olduğu tespit edildiğinden boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından davacı kadın yararına TMK. m. 175'te düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluşmadığı-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği, dinlenen tanıklarının sözlerinin bir kısmının Medeni Kanunun 134/1.maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlarda bulunması bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlarda bulunması halinde boşanmaya karar verilemeyeceği- Boşanma halinde çocuklardan birisi ya da birilerinin babaya, diğeri veya diğerlerinin velayetinin anaya verilmesi halinde şahsi ilişki kurulurken çocukların da birbirlerini görmelerini sağlayacak şekilde süreler belirlenmesi gerekeceği- Boşanmanın fer’i hükümleri olarak Medeni Kanunun 143. maddesi uyarınca tazminat, 137, 144 ve 148. maddeleri uyarınca taktir edilen nafakadan dolayı vekalet ücreti tayin edilemeyeceği ve bu istekler sebebiyle harç alınmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.