Kadının, başka bir kişiyle duygusal ilişki içinde olduğu sabit ise ve erkeğin akrabasının, kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine erkeğin sessiz kaldığı görülüyorsa kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Erkek, her ne kadar akrabasının kadına karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemine sessiz kalmış, bu durumda kadını savunmamışsa da kadının başka kimse ile duygusal ilişki içerisinde olmasının erkeğin haklarına saldırı olduğu-
Davacı tazminat ve velayet isteminde bulunduğundan, yargılamaya devam edilerek kusur ve haklılık durumuna göre velayet yönünden de kesin hüküm oluştuğu gözetilerek tazminat talepleri ile yargılama gideri ile vekalet ücreti konusunda hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin bozmayı gerektirdiği-
Boşanma davası devam ederken kesinleşen yabancı mahkeme boşanma kararının, tanıma kararı ile kesinleştiği andan itibaren kesin hüküm ifade edeceği; tedbir nafakasına ise boşanma veya ayrılık davasının devamı süresince hükmolunabileceği; evliliğin sona ermesinden sonra tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği; tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları dikkate alınarak, davacı yararına dava tarihinden bu tarihe kadar geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı eşin kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacı eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası kabulünün gerekip gerekmediği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; fiili ayrılık sebebiyle (TMK m. 166/4) açılan boşanma davasında, tarafların gerçekleşen olaylara göre kusurlu olup olmadıkları, buradan varılacak sonuca göre davalı eş yararına, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği-
Evlilik dışı çocuk ile davalı baba arasında karardan önce tanıma yolu ile soybağı kurulduğu, davalı babanın dört çocuğunun daha bulunduğu, davalının sosyal ekonomik durum araştırmasına göre aylık 3.500,00 TL gelirinin olduğu, nafaka hükmedilen çocuğun eğitim çağında olmadığı da dikkate alındığında çocuk için takdir edilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının fazla olduğu ve bu sebeplerle tarafların sosyal ekonomik durumu, nafaka hükmedilen çocuğun yaşı, davalının nafaka hükmedilen çocuk dışında dört çocuğunun da bulunması değerlendirilerek hakkaniyete uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği- Babalığın hükmen tespiti davası ile birlikte babalığın fer’i niteliğinde olan TMK.'nun 304. maddesinde yazılı ananın mali haklarına ilişkin talep ve TMK.'nun 182. maddesinde yazılı çocuk için nafaka istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi de vekalet ücretini gerektirmeyeceği, davacı anne yararına sadece bir maktu vekalet ücreti ile tek harç alınması gerektiği-
Şarta bağlı feragatin davayı sona erdirmeyeceği-
Davacının talep ettiği maddi tazminat Türk Medeni Kanununun 227.maddesinde düzenlenen değer artış payına yönelik olup; boşanmanın eki niteliğinde olmadığından yatırılan başvurma harcının bu isteği de kapsayacağı-
Dava tarihinde reşit olan çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesini, çocuğun -yanında bulunduğu- annesinin talep edemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.