Davacının talep ettiği maddi tazminat Türk Medeni Kanununun 227.maddesinde düzenlenen değer artış payına yönelik olup; boşanmanın eki niteliğinde olmadığından yatırılan başvurma harcının bu isteği de kapsayacağı-
Dava tarihinde reşit olan çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesini, çocuğun -yanında bulunduğu- annesinin talep edemeyeceği–
Hakimin, boşanma veye ayrılık davasının devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yanında bulunan müşterek çocuklar için davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği- Fiili ayrılık tarihinden beri davalı anne ile birlikte kaldıkları anlaşılan çocuklardan D. ve İ.nur'un idrak çağında bulundukları dikkate alınarak dinlenmeleri, gerektiğinde uzman görüşüne de başvurularak  tüm delilerin birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca her üç çocuğun da velayeti hakkında bir karar verilmesinin gerektiği- 
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu duruma göre; davacı erkeğin temyiz dilekçesinde, davalı kadının da temyize cevap dilekçesinde belirttiği üzere davalı kadın tarafından yerel aile mahkemesinde boşanma davası açtığı belirtilmekle, kadın tarafından açılan davanın erkek tarafından açılmış olan temyize konu dava dosyası üzerinde birleştirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Velayet düzenlenirken, mahkemece, idrak çağındaki çocukların ebeveynlerinin hangisi yanında kalmak istediği konusunda görüşlerine başvurulması, menfaatlerine açıkça aykırı düşmeyecek ise, ifade ettikleri görüşe önem verilmesi gerekeceği- 
3. HD. 29.02.2016 T. E: 2015/17300, K: 2732-
Ziynetlerin kocada kaldığı ispat edilmiş ise, kadının ziynetlerin bedelini talebinin kabul edilmesi gerektiği-
Terk sebebine dayanan boşanma davasında verilen tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşmiş ve zina sebebine dayanarak açılan sonraki davadaki boşanma talebinin esası konusuz kalmış olup davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmasa bile, davacı davanın açıldığı tarih itibarıyla dava açmakta haklı ise, lehine vekalet ücreti dahil yargılama giderleri takdir edilmesi gerekeceği- Ergin olmayan çocuk için, annesinin “zina” eylemine dayanan manevi tazminat isteği ve ergin olan diğer çocuğun aynı gerekçe ve sebebe dayanan manevi tazminat isteğini inceleme görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu; davaya esasen asliye mahkemesince “aile mahkemesi” sıfatıyla bakıldığına göre, bu taleple ilgili nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilip, davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması gerektiği-
Erkek tarafından açılan boşanma davasının reddedildiği ve kadının karşı davasının bulunmadığı belirtilerek, davalı kadının istinaf incelemesi talep etmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle esastan ret kararı verilmiş ise de; eldeki davada varsa erkek aleyhine tespit edilecek ve yüklenecek kusurların, taraflarca sonradan açılacak boşanma davalarına etki edeceği hususu gözetilmeksizin, kadının hukuki yararının bulunmadığı yönündeki değerlendirmenin hatalı görüldüğü-
Reşit olmadan önce veli tarafından küçük adına verilen vekaletin, çocuğun reşit olması ile sona ereceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.