Çocuğun bedeni, fikri ve ruhi gelişimi gözetilerek, yüksek yararına en uygun çözümün bulunması gerektiği ve bu hususta hakimin taraflarca ortaya konulan delillerle bağlı olmayıp, re'sen araştırma yapma yetkisine sahip olduğu-Tanık beyanları, velayet hakkına sahip olan annenin, velayete ilişkin sorumluluğunu yerine getirmediğini, bu görevini ihmal ettiğini kesin olarak gösterir nitelikte değil ise de; annenin bu görevini beklenen ölçüler içinde yerine getirdiğini ve çocuğa gerekli özeni gösterdiğini söyleyebilme olanağı da bulunmadığından; mahkemece 4787 s. K. mad. 5 uyarınca; nezdinde görevli uzmanlar varsa bu uzmanlardan, yoksa diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlarından yararlanılarak; bu uzmanların çocukla ve her iki ebeveynle yüzyüze görüşmeleri suretiyle, çocuğun yüksek yararının ebeveynlerinden hangisinin yanı olduğu konusunda ayrıntılı rapor alınarak çocuğun velayeti hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
3. HD. 18.01.2017 T. E: 2016/9705, K: 210-
3. HD. 26.09.2016 T. E: 9987, K: 11228-
Velayetin değiştirilmesi davasında idrak çağında olmayan çocukların yönlendirilmiş beyanlarının dikkate alınmaması gerektiği-
Bir çocuk hakkında verilecek «velayetin kaldırılması» kararının, diğer çocuklara (hatta; ileride doğacak olan çocuklara) da etkili olacağı–
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davalı- karşı davacı erkek yararına takdir edilen manevi tazminatın az olduğu-
Gerekçe ve hüküm fıkralarının birbiri ile çelişkili bir hükmün yaratılamayacağı-
Davalı kadına kusur olarak yüklenen maddi vakıalar incelendiğinde, her ne kadar tanık anlatımları, CD, fotoğraf, bilirkişi raporu ile bu kusurlar ispatlanmış ise de, davacı tarafından dosyaya sunulan dilekçeyle "eşi ile barıştığını, eşini sevdiğini, eşinden boşanmak istemediğini, boşanma davasından vazgeçtiğini", yargılama sırasında alınan ifadesinde "boşanma davasından vazgeçtiğini, evliliğini devam ettirmek istediğini" beyan ettiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından sunulan bu dilekçe ve davacının yargılama sırasında alınan beyanı feragat mahiyetinde olup, mahkemece erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu hususu, hakimin görevi gereği kendiliğinden gözetmesinin gerekeceği-
Davacı anne işe girdiğini belirterek çocukların velayetini istediğinde; küçüklerin ana yanında kalmasının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı gibi, hemen meydana gelecek bir tehlikenin varlığı da ispat edilmediği takdirde, ayrıca küçüklerin ana bakım ve şefkatine muhtaç oldukları da gözetilerek, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesi gerektiği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.