Taraflar farklı şehirlerde oturmakta olup, davalı baba ile sadece yaz aylarında düzenlenen kişisel ilişkinin müşterek çocuğun yaşı gözetildiğinde yetersiz kaldığı, baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli hafta sonları ile yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki tesisinin gerekeceği-
3. HD. 21.09.2016 T. E: 7769, K: 11118-
Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere iştirak nafakası takdiri gerekirken, karar tarihinden geçerli olmak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Velayet hakkına sahip olanın, bu hak çerçevesinde, çocuğun yasal temsilcisi sıfatıyla çocuk malları üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için kural olarak hakimin iznine ihtiyacı olmadığı-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmakta olup, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı vekili, ana ve babanın küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek bu yasal sebep nedeniyle evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesini istediğine göre, dava sonucunda verilecek hüküm, çocuğun haklarına etkili olacağı gibi, doğuracağı sonuçlar bakımından ana ve babanın haklarına da etkili olacağı, bu bakımdan davada çocuk üzerinde velayet hakkına sahip anaya husumetin yöneltilmesi, dava dilekçesi ve duruşma gününün anaya usulüne uygun olarak tebliği, göstermesi halinde delillerinin toplanması ve tüm delilleri birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Memur emeklisi olan davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
3. HD. 19.01.2016 T. E: 2015/16496, K: 258-
Yararına yoksulluk nafakası taktir edilen kadının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması halinde mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılacağı-
Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararı olduğu ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekeceği, çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesinin de mümkün olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.