Boşanma davasından sonraki tehdit ve hakaret eylemlerinin kusur olarak kabul edilemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan diğer olayların ise davacı- davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu "Savcılarla davalaşan, hakimlerden şamar yiyen bilgisiz bakan: Prof. Dr. ................." başlıklı yayının tarihi ve içeriği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olmayıp, uygun olduğu- Davalı yayın tarihinde ............... Gazetesinin yazı işleri müdürü olduğundan kendisine husumet yöneltilebileceği-
Davacının davalıya karşı söylediği «şerefsiz» sözü ile oluşan hakarete dayanılarak açılmış olan davanın kapsamında olmayan ve başka bir günde sarf edildiği ileri sürülen sözlerden dolayı da manevi tazminata takdir edilemeyeceği–
Davalı-karşı davacı kocanın, eşine sürekli şiddet uyguladığı buna karşılık, davacı-karşı davalı kadının da, eşine hakaret ettiği anlaşılmakta olup bu şartlar atında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı- davalı kocanın davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve eşini evden kovduğu; buna karşılık kadının eşine ve onun ailesine sürekli hakaret ettiği anlaşıldığından kocanın da boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği-
Kesin sürede bildirilmeyen delillere dayanılarak kadının az kusurlu olduğunun kabulü ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte, davalı-karşı davacı kadından kaynaklı geçimsizliği kabule elverişli başkaca da somut sebep ve delillerin tespit edilemediği, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsurunun erkeğin davasında gerçekleşmediği, bu durumda, erkeğin davasının reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile nafakaların miktarlarının uygun olduğu ve erkeğin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi gerekeceği-
Davalı erkek tarafından davacı kadının fiziksel şiddete uğradığı, bıçakla tehdit edildiği ve hakaret edildiği anlaşıldığından, davacı kadının ayrı yaşama hakkına sahip olduğu ve nafaka davasının açıldığı tarihten geçerli olmak üzere ve davalı erkek tarafından açılan ve derdest olan boşanma davasında davacı kadın lehine ara kararla hükmedilen geçici tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmayacak şekilde davacı kadın lehine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Aile konutu şerhi davası sebebiyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
İnternet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Uygulamada BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki davaların ticari olsun, olmasın bir şirket akdine dayanan ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan davalara uygulanacağı, şirket akdine dayanmayan, ortaklar arasında veya şirket ile ortak arasında suç teşkil eden haksız fiilden, başka bir anlatımla sözleşme dışı sorumluluktan doğan davalara BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki zamanaşımının uygulanamayacağının benimsendiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.