Davalı işyerinde kabin memuru olarak çalışan dava dışı E.K.’nın bir uçuş esnasında tanıştığı dava dışı G.Y. ile bir dönem duygusal ilişkisinin bulunduğu, E.K.’nın daha sonra davacı ile birlikte olmaya başladığı, bu durumu kabullenemeyen G.Y.’nin E.K.’nın kendisinden ayrılmasını ve ilişkisinin sona ermesini engellemeye yönelik çaba içerisine girdiği, davacıya ve E.K.’ya değişik tarihlerde kendilerini işten attıracağı ve rezil edeceği gibi birçok tehdit ve hakaret içeren mailler gönderdiği, bu süreçte davacının da G.Y.‘ye tehdit ve hakaret içeren mesajlar gönderdiği görülmüş olup her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince davacı işçinin özel yaşamındaki bu yaşananları işyerine yansıtmadığı gerekçesiyle işe iadesine karar verilmişse de davacının G.Y.’nin eşine ve kendisine yönelik tehdit ve hakaret içeren whatsapp mesajlarını içeren yazışmalarının G.Y. tarafından bir maille davalı işveren yetkililerine bildirildiği, bu mail üzerine davalının olaylardan haberdar olduğu, tarafların birbirlerine gönderdiği mesajların çirkin içeriği, işyerinden istifa ederek ayrılan E.K’nın davalı işverenin başka bir çalışanı olduğu hususları da gözetildiğinde taraflar arasındaki olumsuzluğun işyerine de yansıdığı, yaşanan olayların davalı işveren iş ilişkisinin sürdürülmesi açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyecek hale gelmesine neden olduğu, feshin bu suretle geçerli nedenlere dayandığı-
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması dair verilen kararın hukuk hakimini bağlamayacağı, ancak mevcut delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Karşılıklı Boşanma - Maddi Tazminat
Red edilen boşanma davasından sonra, yeni olaylara dayanılma-dıkça boşanma davası açılamayacağı–
Boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Eşler birbirlerine karşılıklı olarak hakaret etmişlerse de; davacının ilave olarak eşini dövdüğü ve evden kovduğu, eşini ihmal ettiği, alkol alıp eve geç geldiği anlaşıldığından ve davacı ağır kusurlu olduğundan davalının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekeceği-
Ayrı yaşayan eşin ekonomik durumu iyi olsa dahi az veya çok katkıda bulunulacağı; kadının gelir durumunun ancak takdir edilecek nafaka miktarına etkili olabileceği görüşü benimsenerek, sonuçta davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Aynı olaya tanıklık eden çocukların ifadeleri arasında hareket yönünden çelişki bulunduğundan, bu ifadelerin hükme esas alınamayacağı, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ne var ki bu sonuca tamamen davacının tutum ve davranışları sebebiyle ulaşılıp davalının kusuru bulunmadığından; kusursuz eş aleyhine açılan boşanma davasının reddi gerekeceği-
Mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabulüne yönelik kusur belirlemesi doğru değil ise de, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kadın, az da olsa kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullan gerçekleştiğinden verilen boşanma kararının sonucu itibarıyla doğru olduğu-
Sadakatsiz kocanın, kıskançlık gösteren karısı hakkında boşanma davası açamayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.