Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
4. HD. 27.04.2023 T. E: 2974, K: 5713
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu-
Dava şartı noksanlığının, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği- Somut olayda davacı erkeğin yargılama devam ederken ölümü üzerine önceki eşinden olan çocuğunun mirasçısı olarak Türk Medeni Kanunu’nun kendisine tanıdığı "sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespitine" yönelik olarak davaya devam edebilme hakkını kullanarak davayı sürdürebileceği-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7887, K: 7893
Dava açıldığı tarihte davalının ölü olduğu anlaşılsa da, yargılama sırasında davalının mirasçıları davaya dahil edilerek dava şartı eksikliği giderildiğinden, davanın pasif husumetten reddinin doğru olmadığı-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemi- Davalıya husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacının yönetimindeki binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilmediği anlaşılmakla, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığa konu dava 20.09.2010 tarihinde açılmış olup, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut olmadığı-
Alacağın ipotek kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin iddianın esasa ilişkin olmayıp şikayet mahiyetinde olduğu, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu'nun 142/son maddesi uyarınca İcra Hukuk Mahkemesinde incelenmesi gerekeceği, bu nedenle mahkemece HMK'nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak ibra edilmeme kararına bağlı olarak açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde, yöneticiler hakkında verilen ibra edilmeme kararının, açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olmasının mümkün bulunması nedeniyle,yöneticilerin hemen ibra edilmeme kararının iptali davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı, 27.08.2014 tarihli genel kurulda alınan o tarihte yönetim kurulu üyesi olan davacının ibra edilmemesine ilişkin olarak davanın 31.10.2014 tarihinde açılmış bulunmasına genel kurul tarihi ile dava tarihi arasında Dairemiz uygulamaları ile kabul edilen sorumluluk davası açılması için gereken makul bir sürenin geçmemiş bulunduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.