Mahkemece, davacılardan hangisinin ne kadar arsa payı (kaç tane bağımsız bölüm maliki) sahibi olduğu, sahibi olduğu kısma göre ne kadar gecikme tazminatına hak kazandığı saptanarak infazı kabil bir karar vermek gerektiği- Yüklenicinin talep ettiği fazla imalatın kendisine isabet eden yerlere de yapılıp yapılmadığı değerlendirilerek, kendi dairelerine yapmadığının tespiti halinde imalatların dava tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiç değerleri üzerinden tespiti ile hüküm altına alınması gerektiği- Yüklenicinin alacaklı olduğunun tespiti halinde, 3095 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca, davacının da bu yöndeki istemi nazara alınarak avans faizine hükmedilmesi gerektiği- Ayıplı imalattan yapı denetim firmasının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, davalılardan yapı denetim firması aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının «davalının borcunu süresinde ödememesi nedeniyle -bu parayı ihracat işinde kullanamamış olmasından dolayı- faizi aşan bir zarara uğradığını» ileri sürerek iflas yoluyla takip yapıp sonradan iflas davası açmış olması halinde, mahkemece davacının «zamanında tahsil edemediği parayı ihracat işinde kullanılacağına» ilişkin iddiası ile ilgili delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra munzam zararın varlığı anlaşılırsa bunun miktarı saptanıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği—
Trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemi-
Yetkisiz bir kimsenin yapmış olduğu sözleşmeye temsil olunanın onay vermesi durumunda o sözleşmenin, temsil olunanı bağlayıcı olacağı ve sözleşmeden doğan hak ve borçların temsil olunana intikâl edeceği, yetkisiz temsilcinin yaptığı işleme ya da sözleşmeye temsil olunan tarafından verilen onayın, biçime bağlı olmayan, yönetilmesi gerekli tek yanlı bir irade bildirimi olup, açık olabileceği gibi örtülü de olabileceği, davalının sözleşmeyi imzalamadığı halde yetkisiz bir kimse tarafından imzalanmış olsa dahi o sözleşmeyi kullanarak bir hukuksal işlem yapmış ise yetkisiz temsile onay vermiş sayılacağı ve sözleşmenin kendisini bağlayıcı olacağı-
Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. BK’na göre, işlemiş temerrüt faizine tekrar faiz yürütülmesi yasaya aykırıdır. Bu nedenle takip sonrası dönemde sadece asıl alacağa faiz işletilmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, açıklanan hususlar göz önüne alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
İstinaf Mahkemesince verilen hükümde, “....aracın üzerindeki borçlardan ari olarak...” sözlerindeki “....borçlardan...” sözcüğü dar anlamda olup, bunun yerine “...takyidatlardan...“ kelimesi yazılması gerektiği, ayrıca hüküm fıkrasında araç bedeli ve aksesuar bedelinin ödenmesi için aracın üzerindeki takyidatlardan ari olarak davalılara fiilen teslimi şart koşulduğu halde; faizin başlangıcı için aracın sadece fiilen tesliminin şart koşulmasının doğru olmayıp, kısmi bir çelişki oluşturduğundan hükmün bozulmasını gerektirmişse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.