İflas talebinin son ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük sürenin geçirilmesinden sonra iflas davasına müdahale talebinde bulunmuş olan alacaklıların verilen kararın temyiz hakkına sahip olmadıkları –İİK.’nun 179. maddesinin “sermaye şirketinin aktifinin pasifini karşılamaması nedenine dayalı iflas istemine ilişkin olduğu-
Borçlunun erteleme süresinin uzatılması konusundaki talebinin yerinde görmeyen mahkemenin “istemin reddine, davacının iflasına ve iflasın ……… günü, saat …… itibariyle açılmasına” karar vermesinde bir sakınca bulunmadığı-
Ödenmemiş sermaye borcu bulunan bir şirketin iyileştirme projesinin ‘ciddi ve inandırıcı’ sayılamayacağı-
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, istinaf yoluna başvurma süresinin iki hafta olarak belirlendiği, genel hükümler çerçevesinde belirlenen ve kanunda yazılı olan bu sürenin, tarafların yanılmasına sebep olabilecek mahiyette bulunması nedeniyle, mahkemenin, tarafı kanun yolu süresi bakımından yanıltmış olması karşısında, davacı vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulünün gerekeceği-
"İflâsın ertelenmesi kararı" verilmesinin ön şartı olan borca batıklığın, hem "talep" hem de "karar" tarihinde bulunması gerekeceği–
Erteleme istemi üzerine, mahkemece, İİK. 179/a'ya uygun olarak erteleme istemi ile kayyım atanmasına ilişkin karar ve ilgili ilanların eksiksiz bir biçimde yapılması ve ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekeceği- İflas avansı yatırılmamış olduğu halde iflas kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, iyileştirme projesinin asli unsurlarını gerçekleştirme ihtimali bulunmayan davacı kooperatifin erteleme süresinin uzatılması talebinin reddi ile borca batık olduğu husunda tartışma bulunmayan kooperatifin iflasına karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişinin görüşü hakimi bağlamaz ise de, iflasın ertelenmesi talepli davalarda hakimin, bilirkişi yerine geçerek uyuşmazlığı çözümleyemeyeceği-
İflasın ertelenmesi davasında; proje kapsamında sermayenin arttırılmış olmasına, hedeflerin kısmen tutturulması halinde dahi borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunduğuna ve projenin gerçekleşebilir olduğuna ilişkin bilirkişi ve kayyım raporlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizliğin bulunmadığı-
Borca batık bir şirketin ıslahının mümkün olup olmadığının bilirkişice tespit edildiği, bilirkişi raporuna göre şirketin borca batık olmadığı ve aktifinin pasifinden fazla olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle; şirketin iflasına hükmedilmesi kararı yerine, sadece iflasın ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.