Kooperatif üyelik hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemi-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Üyeliğe dayalı tapu iptal tescil istemi-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, bu ilkenin dışına çıkılmak istendiği takdirde, bu hususun genel kurulun tartışmasına açıkça sunulması veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça benimsemiş olması gerektiği- Şayet, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğünün devam edeceği- Mahkemece bilirkişi incelemesine esas olmak üzere kooperatifin defter, kayıt, belgeleri, genel kurul ve yönetim kurulu kararları üzerinde kooperatif konusunda bir uzmanın da dahil olduğu bilirkişi heyeti marifetiyle inceleme yapılarak, asıl ve birleşen dava davacılarının açık ya da zımni bir şekilde kooperatife üye olarak kabul edilip edilmedikleri, üyeliklerinin niteliği, kooperatife aidat borçlarının bulunup bulunmadığı, tapu maliki olan davalılara tahsis edilmiş olan dükkanların tahsis dayanağının ne olduğu, birleşen diğer dava davacısının ya da davalıların hangisinin üstün hak sahibi olduğu tespit edilerek, davacıların üye olduklarının anlaşılması halinde, dava tarihi itibariyle davalı kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmeleri şartıyla tapu iptal ve tescil talebinde bulunabilecekleri hususu göz önünde tutularak bir karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği, ayrıca yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmasının, hukuk devleti ilkesini, hukuki dinlenilme hakkını ve adil yargılanma hakkını ihlâl edeceği,mahkemece, iptali talep edilen 06.09.2013 tarihli genel kurul toplantısına hangi üyelerin bizzat ya da vekaleten katıldığı ve ne şekilde oy kullandığına, neticede oluşan toplantı ve karar sayılarına açıkça yer verilerek ilkelere uygun gerekçe oluşturulması gerekirken “ 06.09.2013  yapılan genel kurulda toplantı ve karar nisabının bulunmadığı bu nedenle iptali istenebilecek bir kararında bulunmadığı” şeklinde yetersiz gerekçeyle, hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği- Bozma ilamında diğer bozma sebebi yanı sıra; kooperatif genel kurul toplantılarına davacının ortak sıfatıyla çağrılarak toplantılara katılmış olması nedeniyle artık kooperatifin, davacının ortaklığını zımnen benimsediği açıklanmış olup, yerel mahkemece bu bozma nedenine karşı ilk kararda hiç yer verilmeyen yeni gerekçeler açıklanmış olup, davalı kooperatifin, davacının açtığı başka davalardaki yargılama nedeniyle davacıyı  genel kurullara çağırdığı ve bu durumu da genel kurul tutanaklarına açıkça yazdığı, ayrıca üyelikten ihraç edilen davacının, ihraç kararı hakkında açtığı davanın neticelenmesinin beklenmesi şeklinde kooperatif genel kurul tutanaklarında kararlar tesis edilmiş olduğu, bu nedenle de davacının iki adet genel kurula çağrılmasının üyeliğin zımnen kabulü olarak nitelendirilemeyeceği, bilakis davacının üyeliğinin sonlandırıldığı, üyeliğin devam ettirilme arzusunun bulunmadığı, üyelik koşuluna bağlı bir davanın açılması nedeniyle bu konuda bir karar verilene kadar üyeliğin tartışmalı olması nedeniyle davacının genel kurula çağrılmış olduğu belirtilerek direnme kararı verilmiş olduğundan, davanın reddine ilişkin bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
Davacı tarafça asıl davada, ortak olmasına rağmen hiçbir toplantıya çağrılmadığı, şirket aktiflerinden herhangi bir ödeme yapılmadığı, adına sahte imzalar atılarak genel kurul toplantıları yapıldığı, 1998 yılında yapılan toplantıda sermaye arttırımı yapılarak hissesinin düşürüldüğü iddiasına dayalı olarak 1998 yılından itibaren yapılan tüm genel kurul kararlarının iptali ve temettü alacağının faiziyle tahsili istemleriyle açılan işbu davada; dava dışı Reşit Tz vekilinin … sayılı soruşturma dosyasına ibraz ettiği 2016 tarihli dilekçede davacının 2011 genel kurul toplantısında şirket ortaklığından ayrıldığına ilişkin beyanına rağmen 2014 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde asaleten toplantıya katıldığının belirtildiğinin de anlaşılması karşısında, tüm bu hususlar üzerinde inceleme ve araştırma yapılarak, davacıya birleşme kararından sonra davalı S.Otel A.Ş. nezdinde pay verilip verilmediği, anılan şirkette ortak olup olmadığı da tespit edilerek ve ayrıca, davacının işbu dava konusu talebi hakkında TMK’nın 2. maddesi kapsamında da değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Genel kurul toplantısının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile seçilen yönetim kurulunun ve denetim kurulunun bu tarihten itibaren yapılan tüm işlemlerin ve aldığı kararların iptaline ve derneğe bir kayyım tayinine ilişkin davada, mahkemenin kararıyla genel kurul kararının yeterli üye sayısıyla alındığı, sahte olan imzanın genel kurul kararının iptalini gerektirecek sayıya ulaşılamadığı, genel kurulun tarih, yer ve saatinin gazete ile ilan edilmesi dernek tüzüğü gereği de hükme bağlandığından davacının davet edilmediği iddiasının yerinde görülmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin davanın reddine ilişkin bu kararı Yargıtayca onanmasına karar verildiği ve karar düzeltme talebinin reddi ile kararın kesinleştiği, bu halde  artık bu genel kurulun mutlak butlanla batıl olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu genel kurul kararı gereği alınan kararların geçerli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.