Davanın, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük öneminin olduğu, iflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacakların iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetlerin de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturacağı, ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceğinin doktrin ve uygulamada kabul edildiği-
İflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla üçüncü kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet konusuz kaldığından, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği-
İflâstan önce paraya çevrilmiş olan taşınır/taşınmaz malların (ihale bedellerinin) iflâs masasına girmeyeceği; İİK. 138-144'e göre ihale bedelinin satılan taşınır/taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklılar arasında paylaştırılması gerekeceği–
İflas davasında davacı alacaklının, borçluya -alacağının varlığı ve miktarı konusunda- yemin teklif edebileceği—
Bir başka mahkemece davalı şirketin iflasına karar verildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Davacının açıkça itiraz etmediği bilirkişi raporundaki hatalı hesaplanan bir alacak kalemi üzerinde mahkemenin durmadan depo kararı verilmesinin usulsüzlük olarak kabul edilemeyeceği—
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
"İşbölümü itirazı"nın, "ilk itiraz"lardan olduğu, davalılar tarafından işbölümü itirazında bulunulmamış olması halinde, mahkemece kendiliğinden "gönderme kararı" verilemeyeceği– (NOT: Yeni TTK. mad. 5/(1)-3'e göre; ayrı asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, işbölümü ilişkisi değil, 'görev ilişkisi' haline gelmiştir.)
Borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan istihkak iddiasına ilişkin davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.