Şikayete konu sıra cetvelinde kendisine husumet yöneltilen borçluya pay ayrılmadığından, şikayetçinin adı geçen aleyhinde şikayette bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, mahkemenin takdir hakkını duruşma yapılarak kullanması gerektiği- Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılar da yargılamaya dahil edilmesi ve onlar hakkında da hüküm kurulması gerektiği-
Bir alacağın imtiyazlı olmasının istisnai (ve özel) bir durum olduğu, bu konuda özel bir düzenleme bulunmadıkça alacağın imtiyazlı olarak kabul edilemeyeceği- Tasarruf mevduatı sahiplerinin alacaklarının imtiyazlı olmadığı—
Borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması koşullarının tamamı gerçekleşmiş olup mahkemenin "konkordatonun tasdiki" kararının yerinde olduğu- İtiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri- Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince, üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunduğu-
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir...
Mahkemece, davanın İİK’nun 16. maddesindeki 7 günlük yasal süreden sonra açıldığı, kaldı ki pay cetvelinin sıra cetveline göre düzenlendiği, sıra cetvelinde davacı kurumun alacağının 4. sırada gösterildiği, sıra cetvelinin de itiraz edilmediğinden kesinleşmiş olduğu, açılan davanın yasal süreden sonra açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle süresinde olmayan şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davanın, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük öneminin olduğu, iflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacakların iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetlerin de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturacağı, ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceğinin doktrin ve uygulamada kabul edildiği-
Konkordato- Borca batıklık bilançosu- Marka değerinin tespitine yönelik yapılan hesaplama-
Geçici mühlet kararı henüz dolmadan da ............... tarihinde borçlu şirket hakkında yeni bir ticari ve iktisadi bütünlük kararı verildiği, bu durumda dosyada mevcut tüm hacizler ticari ve iktisadi bütünlük kararı ile geçici mühlet içinde konan hacizler olup hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Davalı alacaklı tarafın ................. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............. sayılı dosyasında ................ tarihli ek karar ile aynı konuda verilmiş bir karar varken yeniden karar verilemeyeceği iddialarının da yerinde olmadığı, dava ve şikayet konularının birbirinden farklı olduğu- Savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüş ise de davalı alacaklı vekilinin duruşmalara katıldığı, savunma hakkının kısıtlanmadığı- HMK'nın 326. maddesi gereği haksız çıkan taraf olarak alacaklı aleyhine yargılama giderine ve tarifede öngörülen vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Yabancı para alacaklarının, iflâsın açıldığı tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek iflâs masasına kaydı gerekeceği, bu kuralın, "iflâs alacaklıları arasındaki eşitlik ilkesi"nin doğal bir sonucu olduğu–
Borçlunun mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşacağı, bu itibarla konkordatonun, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getireceği, bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesinin belirleyeceği, bu açıklamalara göre borçlunun, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukuki statüye kavuşacağı, bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçların da konkordatoya tâbi olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.