Menfi tespit davası-
Boşanma kararının yargılamanın yenilenmesi yolu ile iptali–
Hazine’nin ancak, evlatlık sözleşmesinin iptali halinde, evlat edinenin mirasının kendisine kalacağı durumlarda, evlatlık sözleşmesinin iptali davası açabileceği -
Davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderini ödemekle yükümlü olduğu, geçerli olan bir kira sözleşmesinin ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona ereceği, davalı şirketin kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebilmesinin mümkün olmadığı, buna göre mahkemece dava tarihi itibariyle davacı dava açmakta haklı olup davanın konusuz kalması sebebiyle işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının tazmin edeceği zararın tutarının, el konulan ürünlerin el koyma tarihindeki değil, dava tarihindeki değerleri üzerinden belirlenmesinin gerekeceği-
İnşaat sözleşmenin iptali ve bu sözleşme sebebi ile ödenmiş olan bedellerin faizine ilişkin icra takibinde, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile itirazın iptali ile birlikte icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından açıldığı bildirilen dava konusu aracın satışına ilişkin sözleşmenin iptali için açılmış olan davanın sonucunun, görülmekte olan istihkak davasında “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
Taşınmazın harici satışına ilişkin sözleşmenin iptali doğrudan taşınmazın aynına yönelik bulunduğundan görevli mahkemenin taşınmazın dava tarihindeki değerine göre saptanacağı-
Davalının hisse devir sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz ettiği ve dilekçelerinde sözleşmede yazılı olduğu üzere hisse senetlerinin muris tarafından kendisine teslim edildiğini beyan ettiği; davacının ise muristen intikal eden senetlerinin kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek çok sayıda hisse senedi örneğini sunduğu davada, hisse devir sözleşmesinin 22.09.2003 tarihinde düzenlenmiş olduğu, gerek o tarihlerde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 415. maddesi, gerekse 6102 sayılı TTK'nın 489. maddesi uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle (teslim ile) hüküm ifade edeceği, bu durumda, her iki taraf da şirket tarafından hamiline yazılı hisse senedi çıkarıldığını ve bu senetlerin kendi ellerinde olduğunu iddia ettiğine göre, hisse senetlerinin hangi tarafın zilyetliğinde bulunduğu ve hangi sıfatla zilyet olduklarının açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Dava 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.