Davacının Belediyede davalı Ltd. Şti. işçisi olarak çalışırken üyesi olduğu Hizmet İş Sendikası ile Ltd. Şti. arasındaki süreli toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra 6360 sayılı Kanun gereği ... Belediyesine katıldığı ve davacının da .... Belediyesinde aynı şirket elemanı olarak çalışmaya devam ettiği olayda, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ... Belediyesinin katıldığı .... Belediyesinde uygulanmaya devam etmesi için 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 2. fıkrası gereği davalı .... Belediyesinin onay vermesinin gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre davaya konu işçilik alacaklarının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesinin gerekip gerekmediği- Miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2021 karar tarihi itibari ile 78.630TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, anılan karara karşı davacı ve davalı vekillerince temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Dava konusu hakkında mahkemede açılmış bulunan «satışın iptali davası»nın sonucunun, istihkak davasında ‘bekletici mesele’ yapılması gerekeceği–
Muhdesatın aidiyetinin tespiti, tazminat ve elatmanın önlenmesi davasında, davaların konularının farklı olması nedeni ile taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı-
Davada, taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesi gereğince aracın vergi kaydından doğan mükellefiyetin davalı satıcıya ait olduğunun tespiti talep edildiğinden davanın bu niteliği itibariyle davacının vergi borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olarak kabulünün gerekeceği-
Mirasbırakanın sağlığında, mirasçılardan birisinin miras payını -ivazlı ya da ivazsız- mirasbırakanın oluruyla başka bir mirasçıya devredebileceği -
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davalar ise satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, satış vaadi sözleşmesinin iptali istemlerine-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, mümkün olmazsa gabin sebebiyle sözleşmenin iptali ya da feshi istemi-
Davacının, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 5.000 TL nakit ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle ödenen 5.000 TL nin tahsilini talep ettiği davada, davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığından cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanmasının mümkün olduğu-
Turkcell İletişim A.Ş. ile Telekomünikasyon A.Ş. arasındaki şebekeler arası işbirliği ve irtibat sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu (özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı) bu nedenle de bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların -örneğin; olumsuz tespit ve geri alma davalarının- idari yargı yerinde çözümlenebileceği–
Dava hile (aldatma) hukuki sebebine dayalı sözleşmenin feshi ve tazminat istemine ilişkin davada, sözleşmenin düzenlendiği tarihten iki gün sonra öğrenmenin gerçekleştiği ve davanın açıldığı tarihe kadar hak düşürücü sürenin geçtiği- "Sözleşme tarihi ile cevap dilekçesinin havale tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği (TBK 39), davacılar, sözleşmenin ifası için karşı tarafın açtığı davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde 'sözleşme ile bağlı olmadıklarını' bildirdiklerinden, iradenin karşı tarafa ulaşması ile birlikte kesin sonucun doğacağı, bundan sonra sözleşmenin feshi için ayrıca açılacak bir davanın süreye bağlı olduğunu söylemenin mümkün olmadığı" şeklindeki HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.