Mümeyyiz kısıtlıların (mahcurların) kanuni temsilcilerinin onayını sağlamadan yaptıkları kendilerini borç altına sokan işlemlerin hüküm ifade etmeyeceği–
Sözleşme gereği devremülk hakkının tapuya tescili olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemi-
Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı ödediğini ileri sürmüş olup davacının zapt dolayısıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesini fesih edebileceği, ödediği kira bedelini geri isteyebileceği- Davacının, ödediği ecrimisili kira bedellerini aşmamak kaydıyla talep edebileceği, burada davalının borcunun sebepsiz iktisaptan değil kira sözleşmesinin feshedilebilir olmasından kaynaklandığı- Davacı, hazineye ödediği ecrimisil alacağı ile ilgili dekontları sunmuş olup mahkemece davacının ödediği ecrimisil bedellerine dair belgelerin incelenerek, sonucuna göre kira bedelinin iadesi hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Davacının aynı taşınmazda daha önce köy tüzel kişiliği ile yapılan ..2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli sözleşme ile kiracı iken, köy tüzel kişiliğinin kaldırılması belediyelere devri sonucu tarafların ...2014 tarihli kira sözleşmesini imzaladıkları anlaşılmakla, Davalı belediye ile davacı arasındaki kira akdinin 2886 sayılı Yasaya göre yapılmadığı bildirilmiş olup sözleşmede kiralananın "restaurant" amacı ile kullanılacağı belirtilmiş ve kira sözleşmesinin 2886 s. Yasaya göre yapılmamış olması ve kiralananın çatılı işyeri olması nedeniyle kiraya verenin, süre bitimi nedeniyle kiracının tahliyesini isteyemeyeceği- Davacı ile dava dışı köy tüzel kişiliği arasında kira ilişkisi devam ederken 6360 s. Yasa ile köy tüzel kişiliği kaldırılmış ve taraflar serbest iradeleriyle ...2014 tarihli kira sözleşmesini imzalamış ve kira ilişkisini devam ettirmiş olup mahkemece serbest irade ile imzalanan bu sözleşmenin iptali talebinin reddine karar verilmesi doğru ise de; davalı belediyenin çatılı işyeri olan taşınmazın tahliye edilmesi yönündeki müdahalesi haksız olduğundan, davalı belediyenin bu müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Bilindiği gibi inşai (yenilik doğurucu) davalara kadastro mahkemesinin görevine girmediği, oysa muris muvazaası hukuksal nedeniyle açılan davaların mülkiyet hukuku ile ilgili olup sonucu itibariyle verilen hükümler yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşıdıkları-
Sigorta poliçesinin, sözleşmenin yapılmasından sonra düzenlenen ve sözleşmenin yapıldığını gösteren bir belge olduğu, sıhhat şartı olmadığı, sigortalının sözleşmede imzasının bulunmamasının ise sözleşmenin gerçekleşmediği anlamına gelmeyeceği, geçerli bir sigorta sözleşmesinden bahsedebilmek için meşru bir menfaatin bulunmasının da gözönünde bulundurulacağı, sözleşmenin yazılı belgeye bağlanmasının ispat hukuku açısından önem taşıdığı, poliçenin varlığının ve daha çok poliçenin taşıdığı hükümler yönünden taraflar arasında uyuşmazlık çıkması halinde HUMK 288. vd. (HMK 200) maddelerinde düzenlendiği şekilde kanıtlanması gerekeceği-
Yüklenici tarafından yapılan inşaatın ruhsatına, eki projelere tümüyle aykırı olduğu ve kamu düzeni ile ilgili bulunan imar mevzuatına aykırı bulunduğu saptanmış yapılan bilirkişi incelemesi ile de yapının herhangi bir şekilde yasal hale getirilme imkanının bulunmadığı belirlenmiş olduğundan sözleşmenin feshedildiği bu durumda arsa sahibinin müspet zarar niteliğinde bulunan gecikme tazminatı ile ifaya ekli cezai şartı isteyebilmesinin mümkün olmadığı-
29/11/2011 tarihinde tapunun borçlunun kardeşi davalıya devredildiği, borcun doğumundan önce başlayan bir süreçte yapılan işlemin, alacaklıdan mal kaçırma amacı ile yapıldığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, borçlunun asıl tasarrufunun borcun doğumundan önce yaptığı 18/12/2002 tarihli mirastan feragat sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin iptal edildiği ve geçersiz olduğu ispat edilmediğinden ve 29/11/2011 tarihli tapu işlemi bu sözleşmenin infaza konulması niteliğinde olduğundan, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında görülen kayyum tayini, bedelsiz üye kaydının iptali, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin iptali ve genel kurul kararının iptali davası-
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davası-
Davacı tapu iptali değil sadece tescil davası açmışsa da; Yargıtay’ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek, davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.