Davalının asıl işi konut üretmek ise de, bu durumun işi yükleniciye gördüremeyeceği anlamına gelmediği- Somut davada, konut inşaatı işinin çevre düzenlemesi dahil tümüyle davalı şirkete ihale edildiği, işin bölünerek verilmesi söz konusu olmadığı gibi, kendisinin bu işte işçi çalıştırmadığı; işin sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun yapılıp yapılmadığının denetimi için personel bulundurmasının 'asıl işveren' olduğu sonucunu doğurmayacağı, denetim yetkisini aşan ve işveren olarak kabulünü gerektiren yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle davalının 'ihale makamı' olduğu-
Kural olarak aracın trafik tescilinde adına kayıtlı olduğu kişi yani araç sahibi aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor üzerinde çıkar sağlıyorsa aynı zamanda işleten olup, hem şekli hem de maddi anlamda işleten sıfatını alacağı, noterlerin düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescilin mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşıyacağı, kuşku olan durumlarda aracın malikine işleten gözüyle bakılması ve buna ağırlık verilmesi gerekeceği, eğer araç bir teşebbüsün ünvanı ya da işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi durumunda teşebbüs sahibinin de sorumluluğa katlanacağı, burada teşebbüs sahibinin sorumluluğu işletenin sorumluluğu anlamında olmayıp, zarar görene karşı birlikte sorumluluğun söz konusu olacağı, aracın kayden maliki başkası görülse bile üçüncü bir kişi tarafından aracın kendi nam ve hesabına işletildiğinin, araç üzerinde fiili tasarrufta bulunulduğunun ilgilisince ispatı halinde
Davanın, araç hasar tazmini istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Takip dayanağı F. ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ilamının, FSEK hükümlerine dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olduğu bilinerek, ilam tarafların hukuki durumunda sicil ve kayıtlarda değişiklik yaratacak nitelikte olmadığından ve hakkın özü ile ilgili olmayıp, malvarlığında değişiklik yaratacak nitelikte olduğundan ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Tazminat davası-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemi-
ZMSS poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
İmar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin iptali ile sicil kaydının illetten mücerret hale geleceği ve tescilin, yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu şekilde oluşan sicil kayıtlarının iptal edilerek kadastral parselin, mülkiyet ve geometrik durumun da ihya edilmesi gerekeceği-
Trafik kazası 07/07/2007 tarihinde gerçekleşmiş olup, dava 07/01/2016 tarihinde ıslah edilmiş ve ıslah dilekçesine karşı davalı taraf süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmuş olup olayda, 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi uygulanacak olduğundan ve gelişen durumda bulunmadığına göre ıslah edilen kısım yönünden talebin, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Hakimin manevi tazminata ilişkin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.