Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşme konusu inşaat için ortak alan teşkil eden yerlerdeki eksik imalatın giderilme bedelinin arsa sahibinin sözleşmedeki payı nazara alınarak hesaplanması yerine tümünün hüküm altına alınması ve dosya kapsamına göre teslimatın 2006 Aralık ayında yapıldığı ve iskan ruhsatlarının da bu tarihlerde alındığı, delil tespiti incelemesinin ise 2007 yılında gerçekleştirildiği dikkate alındığında BK'nun 98 ve 44. maddeleri uyarınca dava konusu taleplerin 2007 yılı serbest piyasa rayiçleriyle hesaplanması yerine, bu hususta her hangi bir açıklama içermeyen bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesinin hatalı bulunduğu-
Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemi-
Trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası, davacının taleplerini zorunlu trafik sigortası poliçesine dayanarak davalı sigorta şirketine ve bunun yanında sürücü ile işletene yöneltileceği-. Davalı sigorta şirketi ile diğer davalı sürücü ve işleten arasındaki sorumluluk müşterek ve müteselsil sorumlu olacağı- Davanın, müşterek ve müteselsil sorumlu sigorta şirketi, sürücü ve işleten aleyhine birlikte yürütülmesi gerekirken mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden davanın tefrik edilmesinin hatalı olacağı- Uyuşmazlığın Ticaret mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak istemine konu dava dışı işçinin alacaklarının belirlendiği İş Mahkemesinin kararında dava dışı işçinin davacının yanında 18.02.2006-20.11.2008 tarihleri arasında çalıştığı belirlenerek kıdem tazminatı hesaplanmış ve yine aynı kararda dava dışı işçinin davalı Ltd. Şti. yanında 09.07.2007–20.11.2008 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilmiş olup davalı alt işveren şirketin kıdem tazminatı alacağı ile ilgili olarak davacıya karşı olan sorumluluğu sözleşmede farklı bir düzenleme yok ise kural olarak kendi dönemi ile sınırlı olduğu değerlendirildiğinde 18.02.2006-09/07/2007 tarihleri arasında dava dışı işçinin davalı yanında çalışmadığı başka bir alt işveren yanında çalıştığı döneme ilişkin kıdem tazminatının davalıdan rücuen tahsilinin istenemeyeceği-
Dava hile (aldatma) hukuki sebebine dayalı sözleşmenin feshi ve tazminat istemine ilişkin davada, sözleşmenin düzenlendiği tarihten iki gün sonra öğrenmenin gerçekleştiği ve davanın açıldığı tarihe kadar hak düşürücü sürenin geçtiği- "Sözleşme tarihi ile cevap dilekçesinin havale tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği (TBK 39), davacılar, sözleşmenin ifası için karşı tarafın açtığı davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde 'sözleşme ile bağlı olmadıklarını' bildirdiklerinden, iradenin karşı tarafa ulaşması ile birlikte kesin sonucun doğacağı, bundan sonra sözleşmenin feshi için ayrıca açılacak bir davanın süreye bağlı olduğunu söylemenin mümkün olmadığı" şeklindeki HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemeyeceğinden sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olacağı-
Dava konusu yazıda, davacının eski görev yerine iade işlemi dile getirilirken;davacı hakkında olumsuz bilgiler bulunan ve bu sebeple Başbakanlıktaki görevinden uzaklaştırılan bir kimse olarak tanıtılmak istenmiş; bu haliyle yayında , özle biçim arasındaki denge aşıldığından amacı aşan, konu ile ifade arasında düşünsel bağ bulunmayan davaya konu haberin hukuka uygun sayılmasına olanak bulunmadığından; mahkemece davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Yükün iyi bir halde muhafazası ve gideceği yere salimen varabilmesi için, gerekli bütün tedbirlerin taşıyan tarafından alınması gerektiği- 6762 s.TTK’nun 1061. maddesinde sayılan faaliyetlerin ve yükümlülüklerin bir kısmı ve netice olarak bunların kötü yapılmasından doğan sorumluluk, yükle ilgililere aktarılabilirse de, böyle bir şartın, kaptanın nezaret görevinin, yükleme ve boşaltma işçilerini gözetmek yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı- Yükleme, boşaltma ve istif işlerinin yük ilgililerine bırakıldığı durumlarda bile 6762 s. TTK. mad. 975 uyarınca kaptanın yükleme ve istifin denizcilik örf ve usullerine uygun tarzda yapılmasına nezaret etmek görev ve sorumluluğu bulunduğundan, yük hasarına münhasır olmak üzere yapılan hatalı istif ve boşaltmadan dolayı taşıyanın sorumluluğunun devam ettiği ve donatanın taşıyan gibi sorumlu olduğu nazara alınarak, yapılacak değerlendirme sonucunda kusur oranına göre bir karar verilmesi gerekirken, donatan aleyhine açılan davanın husumetten reddinin isabetsiz olduğu-
9. HD. 23.11.2022 T. E: 12121, K: 15089
Davacı hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada verilen kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre, olayın öğrenilmesi üzerine yapılan tahkikat sonrası 6 iş günlük süre içinde yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı belirlenip kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin değerlendirilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.