Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti, Tüketici Kanunu koşullarında yargılama yapılmasını gerektirmekte olup, İİK.nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağının bulunmadığı-
Takibe konu ipotek, bireysel finansman kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, bireysel finansman kredisi bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durumun olmadığı-
Borçlunun, tüketici kredisine ihtirazi kayıt koymadan kesintiye ilişkin muvafakatın geçerli sayılacağı bu nedenle on beş ay sonra borç ödendikten sonra kredi miktarını geri istemesinin iyi niyetli sayılmayacağı-
İİK.nun 68/b (ve 150/ı) maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağı bulunmadığı; alacağın tüketici kredisinde kaynaklanması halinde borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu, faiz miktar ve oranlarının tespitinin tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği; "konut finansman sözleşmesi" kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmesi, borçlunun "ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmedeğini" belirtip faiz ve borca itiraz edip takibin iptalini istemesi halinde, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından,mahkemece "takibin iptaline" karar vermek yerine, dar yetkili icra mahkemesinde tüketici yasası koşulları tartışılarak sonuca gidilemeyeceği-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde borçlunun temerrüde düşüp düşmediği alacağın muaccel olup olmadığı ne kadar miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti Tüketici Yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceğinden İİK'nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı bulmayacağı-
Bodrum Tapu Müdürlüğü’nün yazısı ekinde yer alan şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin Resmi Senet’de yer alan ““.......Konut Finansmanı Sözleşmesinden ve ayrılmaz bir eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı/kullanacağı krediden doğan borçları ve buna ilaveten Banka Merkez ve Şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı, kambiyo senetlerinin iskonto ve iştirasından namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu ve alacaklı cari hesaplardan ........sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını .........karşılamak üzere maliki bulunduğu gayrimenkulünü Banka lehine Birinci dereceden.....ipotek etmeyi kabul ettiğini....” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve zorunlu ipotek olmadığı görüldüğünden ipotek konusu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu ve ipoteğin zorunlu ipotek nevinden olmadığı sabit ve tartışmasız olduğuna göre meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, o halde İİK.nun 68/b ve İİK.nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağının olmadığı-
Şikayetçi vekilinin, bedeli paylaşıma konu taşınmazın üzerindeki ipoteğin kapsamına şikayetçinin kredi riskinden kaynaklanan diğer alacaklarının da dahil olduğu, bu nedenle satış bedelinin tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptaline yönelik istemi, alacağın hesaplanmasına ve kapsamına, diğer anlatımla takip hukuku kurallarının yanlış uygulamasına yönelik olup; şikayetçi vekilinin müvekkili bankanın veya şikayet olunanın alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmadığından itirazın, alacağın doğumuna ve esasına yönelik olmadığı, bu durumda mahkemece, icra mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede, "bu itirazı inceleme yetkisi ve görevi ........ Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine'' ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ifadesine yer verilmesinin doğru olmadığı-
İpotek akdindeki "taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu" yönündeki kaydın tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gerektiği-
İpotek resmi senedinde ki bedelin, taşınmazın satın alınması amacıyla kullandırılan konut finansman kredisinin teminatını teşkil ettiği, ayrıca dava dışı bankaya başka sebeplerle doğmuş ve doğacak borçlarının da teminat kapsamında kalacağının ipotek akit tablosuna yazılmasına rağmen, başka ticari faaliyetleri olsa da kullanmış olduğu konut finansman kredisi bakımından tüketici sıfatına haiz olacağı, ipotek resmi senedinde belirtilen kayıtların ipotek resmi senedinin düzenlendiği tarihteki tüketici kanunu çerçevesinde haksız şart sayılacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.