Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına dayanarak davalı şirkete gönderilen dava dilekçesinin tebliğ mazbatasında adresin eksik yazılması halinde, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmemiş ve taraf teşkili sağlanmamış olacağından, dosyanın esası hakkında karar verilmesinin de hatalı olacağı- Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkimin kendiliğinden denetlemesi gerektiği-
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olacağı, borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile 7201 Sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olduğu- Ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine, ödeme emri tebliğ mazbatasına icra müdürlüğünce bu kez; "(Mernis Adresi) Boğaziçi Mah. Köy Merkezi Sk. No:22 Milas/Muğla" adresi yazılarak tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memuru tarafından “Muhatap tevziat esnasında çarşıya gittiğinden tebliğ imkansızlığı nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21. maddesi gereğince evrak ...... tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı durumdan muhatabın yakın komşusu ...... imzadan imtina haber bırakıldı” şerhi verilerek 02.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından, TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına" dair meşruhat verilmediği görüldüğünden, tebliğ işleminin, TK'nun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine aykırı olduğu gibi, muhatabın çarşıda olduğunun nasıl ve kimin beyanına başvurularak tesbit edildiğinin de tebligat mazbatasında belirtilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi hükümlerine de uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-
İktisap ve konut ihtiyacı nedeniyle tahliye istemi-
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Borçlu adına çıkarılan örnek 10 ödeme emri tebligatı 19.03.2015 tarihinde TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de; tebliğ mercinin tebligat mazbatasında tebliğin TK'nun 21/2 maddesine göre yapılması yönünde düşülmüş bir şerhi bulunmadığından söz konusu tebliğatın usulsüz olduğu-
Davalı şirket adına olan tebligatların yetkilisinin ikametgâh adresine tebliğe çıkarılmasının usule uygun olmadığı- Şirket adına yetkilisinin kızına tebliğ edilerek yapılan tebligatın da usulüne uygun olarak yapılmadığı- Şirketin adresi ticaret sicil müdürlüğünden yeniden sorularak, bildirilecek adresin daha önce tebligat yapılan adresten farklı olup olmadığının denetlenmesi gerektiği-
Davanın hak düşürücü süreden reddine dair ilk kararın Özel Dairece yargılama giderlerine hasren bozulması ve mahkemece anılan bozma kararına uyulması nedeniyle davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre 25.02.2009 tarihli ve 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 21.06.1987 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen cümlenin ve 3. maddesiyle 3402 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 10. maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 E., 2011/77 K. sayılı kararının eldeki davaya uygulanıp uygulanamayacağı-
Şikayetçi vekiline gönderilen satış ilânının; "Gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden personel ..........'a tebliğ edildi” açıklaması ile tebliğ edildiği, vekil adına yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmemiş olup, bu durumda tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu-
Kiralananı satın alan davacı, TBK. mad. 310 uyarınca önceki malik kiralayanın haklarına halef olmuş ise de, bunun için öncelikle kiralananı satın aldığı ve kira paralarının bundan sonra kendisine ödenmesine yönelik ihtar göndermesi gerektiğinden ve davacı tarafından davalıya iktisaptan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunda usulüne uygun tebliğ edilmiş ihtar gönderilmediğinden (tebligat, muhatabına tebliğ edilemeden iade edildiğinden), davalı tarafından önceki malike yapılan ödemelerin geçerli olduğu- Borçlu kiracı takibe dayanak yapılan kira sözleşmesine itiraz etmekle birlikte, imzasını açıkça inkar etmediğinden, İİK. mad. 269/2 gereğince, kira ilişkisi ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerektiği- Takibe dayanak kira sözleşmesinde kira bedeli aylık belirlenip, "kira bedeline ÜFE ve TÜFE ortalaması oranında artış yapılacağı" kararlaştırıldığına göre, davalı borçlunun, kira sözleşmesine göre kiranın ödendiğini veya istenemeyeceğini İİK. mad. 269/c'de belirtilen belgelerle kanıtlaması gerektiği- Ödeme dekontlarına göre takibe konu aylar kira bedelinin eski maliklere 10.000,00 TL olarak ödendiği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından eski maliklere yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri bankadan istenerek ve önceki maliklere davaya konu kira alacakları bakımından yapılan tüm ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tebligat tarihi itibari ile şirketin ticaret sicilinde kayıtlı şirket temsilcisinin münferit olarak başka bir kişi olduğu ve dolayısıyla tebligat yapılan kişinin şirketi temsile yetkili olmadığından, tebligat işleminin Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine aykırı olmakla usulsüz olduğu, mahkemece öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.