Davacının, çeklerinin bilgisi dışında kullanıldığını, şahıs çeki niteliğindeki çeklerin, haberi olmaksızın bir şahıs tarafından düzenlenmiş olduğu, kendisinden habersizce düzenlenerek kullanılması ve piyasaya sürülmesinin, kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine ve kendisinin de mağduriyetine mahal vermemek adına, bu çeklerin zayi kabul edilerek iptaline karar verilmesini talep ettiği davada, davacı davayı her ne kadar hasımsız olarak açmış olsa da çekin 3. kişi olan şahısta bulunduğunu ve onun tarafından düzenlendiğini belirttiğinden, talebin söz konusu çeklerin istirdatı talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği, özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen yasa maddesine göre arabuluculuğun dava şartı olduğu-
HMK'nun 20. maddesinde; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği- Aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu- Alacaklının borçlunun yetkiye ve borca itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla açtığı itirazın iptali davasında kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin, icra dosyasının yetkili İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi için icra müdürlüğüne 05/07/2019 günü UYAP sistemi üzerinden talepte bulunduğu ve bu tarih itibarı ile başvurunun yukarıda açıklanan yasa maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olduğu-
Kooperatifin önceki yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemi-
Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
Edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiye edilirken eşlere ait kişisel ve edinilmiş malların, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirileceği, somut olayda dava konusu taşınmazın mal rejimi sona erdiği tarih itibariyle inşaat seviyesinin gereği gibi araştırma ve inceleme yapılarak tespit edilmesi, bu seviye durumuna göre taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle sürüm değeri üzerinden davacının katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Davacı karşı davalı erkek, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığına göre, dayanılmamış olan delilin bildirilmesi için ön inceleme aşamasında verilen süre sonuç doğurmayacağı ve bu tanıkların beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı-
Davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37. ve devamı hükümleri uyarınca korkutma nedeniyle alındığı belirtilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemece anılan yasa hükümlerince dava konusu bononun korkutma sonucu düzenlenip düzenlenmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenerek TBK'nın 39. maddesinde belirlenen bir yıllık süre de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
HMK 181 uyarinca kismen islaha basvuran tarafa islah edilecek usul isleminin yapilmasi icin bir hafatalik sure verilecegi; bu sure icinde islah edilen islem yapilmaz ise, islah hic yapilmamais gibi davaya devam edilmesi gerektigi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.