Alacaklı vekili tarafından HMK'nın 20. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra, ................ tarihinde dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği ve icra müdürlüğünce dosyanın gönderilmesine karar verildiği, bu tarih itibari ile başvurunun HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığı görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesince; kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nın 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
"İhbar olunan hakim tarafından verilen tedbir nedeniyle alınan bononun yasal unsurları taşımadığı, mahkemenin bono lehtarı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, bononun teminat olarak kabulünün ve aleyhine tedbir kararı verilen kişinin muhtemel zararlarını karşılayacak mahiyette olmadığı, bu şekilde teminat alınması hukuka aykırı ise de; hukuka aykırılığın 6100 Sayılı HMK'nun 46. maddesinde sayılan durumlardan olmadığı, yargılama faaliyetine ilişkin kasti olduğu iddia ve ispat edilemeyen hukuki bir hata olduğu- Konkordato aşamasında verilecek tedbir ve diğer geçici hukuki korumaları özel olarak düzenleyen İİK'nun 287. ve devamı maddelerinde teminat karşılığı tedbir verilmesi öngörülmediği gibi davacının uğradığını iddia ettiği zararın teminat alınıp-alınmamasından kaynaklanmadığı, tedbir kararı verilmesinden kaynaklandığının iddia edildiği, verilen tedbir kararında ise açık bir hukuka aykırılık bulunmadığı, hukuka aykırılığın teminat türü ve şekline ilişkin olduğu anlaşılmakla HMK'nun 46 uyarınca açılan tazminat davasının reddi gerektiği-
İcra ve İflas Dairelerinin yaptıkları işlemlerin kanuna veya hadiseye uygun düşmemesi halinde İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca bu işlemlere karşı icra mahkemelerine şikayet yoluna başvurulabileceği; icra müdürlüklerinin verdikleri kararlardan kendiliklerinden dönerek yeni bir karar vermeyecekleri-
Borçlunun imza örneklerinin alınmış olması halinde icra mahkemesince “uygulamaya elverişli imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için verilen kesin süreye uyulmaması” gerekçesi ile “itirazın reddine” karar verilemeyeceği-
8. HD. 27.09.2018 T. E: 2016/9987, K: 16443-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemi-
9. HD. 05.06.2018 T. E: 3482, K: 12694-
Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği-Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açmış, bilirkişi raporuyla maddi tazminat miktarının belirlenmesi üzerine  dava ile talep ettiği tazminat miktarını arttırmış olduğundan davacının belirsiz alacak davası açtığının kabulü gerektiği- "Dava konusu olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, maddi tazminatın, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutularak kısmi dava olarak talep edildiği, zamanaşımı süresi dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat yönünden dava tarihinde kesilerek, bakiye alacak miktarı yönünden işlemeye devam edeceği" şeklindeki Özel Daire Bozma kararının hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte başvurunun yapıldığı ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu hâllerde bu eksikliğin tamamlanabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.