Taşınmazın davalı şirket tarafından kullanıldığı, mahkemece; davalı şirketin delil listesinde yer alan tüm delillerin eksiksiz toplanması, Milli Emlak Müdürlüğü elemanlarınca mahallinde tanzim edilen tutanakta yer alan tanıkların tespit edilmesi, davalı şirketin gösterdiği tüm delillerin eksiksiz toplanıp, tanıkların bildirilmesi için süre verilmesi, tüm deliller toplandıktan sonra, mahallinde uzman jeoloji, maden ve harita mühendislerinden oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle keşif yapılması, bu sahada faaliyet gösteren şirketlerin ruhsat sahalarının ve dava konusu taşınmazın hangi şirketin ruhsat sahası içinde kaldığının belirlenmesi, arazinin sular altında kaldığının saptanması durumunda, ne zamandan beri ve ne şekilde su altında kaldığı, su altında da olsa bu alandan kömür çıkarmanın mümkün olup olmadığının araştırılması, buradan kömür çıkarıldığının saptanması durumunda ne kadar süre ve kim tarafından çıkarıldığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı atacağı davasında, taşınmazın değerinin bildirilmesi ve bildirilecek değer üzerinden yatırılacak harç ile ilgili olarak yapılan meşruhattı tebligatın geçersiz olduğunun kabulü ile iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgücü kaybı tazminatı istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan yaralanma sebebiyle cismani zarar tazmini istemi-
Uyuşmazlığa konu dava İİK. mad. 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan ve eşler arasındaki tasarrufun iptali istenilen davada, uygulanılacak madde İİK 279/3-2 maddesi olup, bu maddenin değerlendirilmesinde ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı önemli olmadığından, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına da gerek olmadığı- Dava konusu olayın somut özelliğine göre, zaten yapılmayacağı önceden belirli olan keşif ve bilirkişi giderlerinin eksikliği için kesin süre verilmesi ve sonucunda dava ön koşul yokluğundan reddi kanunun konuluş amacına uygun olmadığı gibi ve hakkaniyete aykırı olduğu-
Mahkemenin dosyada mevcut tüm delilleri değerlendirmeden, davalı tanıklarını dinlemeden ve vazgeçme gerekçesini açıklamadan karar vermesinin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK. mad. 124/3 uygulaması ile anılan kişinin sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebileceği-
İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunda ön sorun hakkında yapılan görüşmeler sonunda, “Davalı tarafın harçtan muaf olduğu nispi karar ve ilam harcına tabi bir davada, dava açılırken yatırılan maktu karar ve ilam harcının yeterli olup olmadığı, böyle bir davanın kısmi dava olarak açılması ve ıslah yapılmak suretiyle dava değerinin arttırılması hâlinde, ıslah edilen miktar için nispi karar ve ilam harcının tamamlanmasının gerekip gerekmediği ayrıca; bu tür bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılması hâlinde, alacağın sonradan belirlenen miktarı için nispi karar ve ilam harcının tamamlanmasının gerekip gerekmediği” konusunda içtihatların birleştirilmesi talep edilmiş ise de, içtihatların birleştirilmesine karar verilebilmesi için, içtihat aykırılığına konu kararların devamlılık arz etmesinin gerekmesi ve Yargılayın Özel Dairelerinin yerleşmiş kararlarına aykırılık teşkil eden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sadece 03.11.2010 tarihli ve 2010/10-550 E., 2020/561 K. sayılı kararının bulunması ve henüz istikrar kazanmamış olması karşısında, içtihatların birleştirilmesine yer olmadığına-
Tapu Sicil Müdürlüğü'nce gönderilen tapu kaydının incelenmesinden; taşınmazın mülkiyetinin daha önce satış yoluyla davacıya geçtiği, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşmemiş mahkeme kararı bulunduğuna ilişkin açıklamanın yer aldığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, dava şartı noksanlığının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmek suretiyle imkan tanınmadan davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine, davalı vekiline duruşmada depo emri tebliğ edilmiş ise de, takip konusu borç ve fer'ilerinin ne olduğu açıkça gösterilmediği, toplam borç miktarının belirtilmesi ile yetinilerek, depo emrinin yerine getirilmemesi halinde iflasa karar verileceği meşruhatına depo emrinde yer verilmediği görüldüğünden, mahkemece, İİK. mad. 173/3 ve 158'e uygun olarak, borç ve fer'ilerini açıkça gösteren ve borcun 7 gün içinde mahkeme veznesine depo edilmemesi halinde iflasa karar verileceği uyarısını içeren depo emrinin borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.