Türk hâkiminin, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacağı-
Yaklaşık 3 yıla yakın bir süreye ilişkin TİS artışlarından kaynaklanan alacaklarını belirlemesi davacı işçinin eğitim ve sosyal durumu dikkate alındığında davacı işçiden beklenemeyeceği gibi, söz konusu alacakaların belirlenebilmesi için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi gerektiğinden ve tahkikata ihtiyaç duyulduğundan, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
İhalenin feshine ilişkin şikayetlerde, alacaklı sıfatı temlik ile sona ermiş olan önceki alacaklının hasım (karşı taraf) olarak gösterilemeyeceği-
İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde; ispat külfeti borçluya ait olup, isbatın ise mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile mümkün olduğu, İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı-
Şikayete konu sıra cetvelinde kendisine husumet yöneltilen borçluya pay ayrılmadığından, şikayetçinin adı geçen aleyhinde şikayette bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, mahkemenin takdir hakkını duruşma yapılarak kullanması gerektiği- Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılar da yargılamaya dahil edilmesi ve onlar hakkında da hüküm kurulması gerektiği-
Gerek dava dilekçesindeki anlatım gerekse de toplanılması talep edilen deliller arasında işyeri kayıtlarının da bulunduğu gözetildiğinde, işçiye sağlanan ayni menfaatlerin işverene olan maliyetinin ve dolayısıyla giydirilmiş ücret miktarı ile kıdem tazminatının, tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin öncelikle karşı tarafın vereceği bilgilere bağlı olduğu, bu itibarla, somut olayda dava konusu kıdem tazminatı alacağının belirsiz olduğu- Yıllık izin ücreti alacağında; davacının, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, çalışma süresini, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu yıllık izin ücreti alacağının gerçekte belirlenebilir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
Mahkemece, davacı borçlular vekiline kimin imzasına itiraz edildiği hususunun açıklanması için iki haftalık kesin süre verildiği ve bu ihtarın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin görüldüğü, ancak dava dilekçesi ve sonuç kısmından borçlular yönünden imzaya itiraz edildiği anlaşıldığı gibi, borçlular vekiline açıklama yapması için duruşmada ara kararla verilen sürenin kesin olduğunun da belirtilmediği ve yine eksikliğin tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın ihtar edilmediği görülmekle yapılan işlem usule uygun olmayıp sonuç doğurmayacağından, mahkemece, işin esasına girilip inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hak arama özgürlüğü kapsamında savunma, usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek gösterilen deliller toplanmaksızın ve varsa tanıklar dinlenmeksizin ya da dinlenmesine gerek görülmemesi halinde gerekçesi de belirtilmeksizin karar verilmesinin yanlış olduğu ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği-
Müdahale isteyen Vakıflar İdaresi vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Harçlar Kanunu hükümleri gözönünde tutularak (1/4) peşin harcı tamamlanması için kesin süre verilmesi, kesin süreye uyulmaması halinde gerekli karar verilmesi gerekeceği-
Şufa bedelinin süre verildikten sonraki duruşma gününe kadar depo edilmesinin mümkün olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.