Dava konusu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası konusunda vesayet makamından yetki belgesi alınmadan bu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilemeyeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin söz konusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Dava konusu taşınmazın tapulamada taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığı belirlendiğine göre; bu nitelikteki yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca emek ve güç sarfedilme, imar ve ihyanın tamamlanması ve ondan sonra aynı kanunun 14. maddesi uyarınca en az 20 yıl süre ile aralıksız-davasız kullanılması gerekir. Bu tür davalarda öncelikle davalı yerin önce ve sonrasını gösteren fotoğraflarının dosyaya getirtilmesi keşifte tanıkların parsel başında dinlenilmesinin sağlanması tanık ve bilirkişiler arasındaki çelişkilerin giderilerek tüm tereddütler ortadan kaldırılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenlerle bozulmasına neden olacağı-
Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır- Mahkemece eksikliğin ne sebeple doğduğu konusunda fen bilirkişisinden rapor alınmış ise de, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 27.09.2013 tarihli raporda tesis kadastrosu sırasında zeminde doğru okunan poligonların yanlış tersimi sonucu hatanın meydana geldiği, uygulama kadastrosu ile yapılan ölçümün doğru olduğu belirtildiği hâlde, 20.11.2013 tarihli ek raporda, taşınmazın miktarındaki 777,53 m2'lik eksikliğin, tesis kadastrosu sırasında davacıya ait eski 447 (yeni 284 ada 6 sayılı) parsel içinde kaldığının ifade edildiğinin görüldüğü- Bu durumda davacı parselinde meydana gelen yüzölçümü eksikliğinin uygulama kadastrosundan mı, mülkiyete ilişkin bir ihtilaftan mı kaynaklandığı hususunda tereddüt hasıl olduğundan bu durumun açıklığa kavuşturulması gerektiği- Uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan ve bilirkişinin raporu ile ek raporu arasındaki çelişki giderildikten, uyuşmazlığın uygulama kadastrosundan mı mülkiyete ilişkin itirazdan mı kaynaklandığı belirlendikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Fakat değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağının göz önünde bulundurulması gerektiği-
Yapılacak incelemelerle birlikte santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması durumunda; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirleneceği ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-
Ormanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı, o halde geniş bir alanı kapsayan taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceği-
Davacı vekili davacının ev hanımı olduğunu ve evde oturmaktan sıkıldığını, ticari hayat içinde yer almak ve topluma daha yararlı bir insan olmak istediğini iddia ederek iş yeri ihtiyacı sebebiyle tahliye isteminde bulunmuş, davacı vekili tarafından delil listesi ile tanık isimleri ve adresleri bildirilmesine rağmen mahkeme tarafından davacı tanıklarına davetiye tebliğ edilmemiş ve davacı tanıkları dinlenmeden sonuca gidilmiş, yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının iki bitişik işyerini birleştirerek geniş bir iş yeri haline getirdiğinde günün şartları gereği bay bayan giyim, tuhafiye, oyuncak ve kırtasiye gibi birden fazla malzeme satışı için kullanıma uygun olacağı belirtilmişse de, dava dışı olan ve davacının malik olduğu bağımsız bölümün tek başına yapılacak işe uygun olup olmadığı belirlenmemiş olduğundan, mahkemece öncelikle davacı tanıkları adına davetiye çıkarılarak davacı tanıklarının dinlenilmesi, sonrasında fen bilirkişi ve alanında uzman bilirkişilerce keşif yapılarak davacının maliki olduğu dava dışı işyerinin davacının yapacağı işe uygun olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yerinde yeniden keşif yapılarak hangi davalının nereyi kullandığının tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması ve her bir davalı için el attığı bölüm yönünden el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği- Aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan her davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu, her birinin el attığı bölüm yönünden yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.