Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kanu-nun 14. ve 17. maddelerinde belirtilen zilyedlikle kazanmaya ilişkin ge- rekli koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekeceği-
Taşınmazın belli bir kısmının daimi olarak su altında kaldığı ifade edilmesi karşısında bu yerdeki ağaçların kamulaştırma işlemi tarihindeki bedellerinin tespiti gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti-
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir...
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında uyuşmazlık konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılmasına karar verildiği belirtilerek taşınmazın tamamının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi istenildiğine ve mahkemece de tescil isteğinin kabulü ile taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğine göre kesin nitelikteki mahkeme hükmü ile davalı idare adına tescil edilen taşınmazın tapu kütüğüne tescilinde bir yolsuzluğun bulunmadığı-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemi-
Hakimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü gözetildiğinde taşınmazların yasalara uygun olarak geometrik yapılarına uygun bir şekilde oluşturulması gerektiği- Bilirkişi raporuna göre taşınmazın mevcut haliyle ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda taşınmazın bulunduğu yer de gözetilerek, ilgili birimden görüş alınması, gelecek cevaba göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların tesis tarihine en yakın hava fotoğraflarında taşınmazlar arasında duvarın bulunmadığı ve 148 ada 25 ve 26 parsellerin önceden bir bütün olduğu ve dava konusu taşınmazlar arasında sabit sınır sayılabilecek tonç sınırı olduğu belirtilmesine rağmen "tonç" sınırının ölçü krokisinde mevcut olup olmadığı, taşınmazlar arasında başkaca sabit kabul edilebilecek bir sınırın mevcut olup olmadığının değerlendirilmediği- Rapor içeriğinde tersimat hatası bulunmadığı belirtilmesine rağmen tesis ölçü krokisi ile tesis paftasının kroki üzerinde çakıştırılmadığı, davacıya ait taşınmazın tapu kütük sayfasından taşınmaz hakkında "ifraz" olduğu belirtilmesi rağmen bu durum üzerinde durulmadığı ve uygulama kadastrosu ile tesis kadastro paftasındaki sınır yerlerindeki çakışmamasına rağmen uygulama kadastrosunda tersimat, ölçü, hesap ve sınırlandırma hatasının olmadığı belirtilerek rapor içerisinde çelişki oluşturulduğu gibi tesis kadastrosundan sonraki yapıldığı anlaşılan duvar sınırına neden itibar edilmesi gerektiği rapor içeriğinde denetime elverişli olacak şekilde açıklanmadığı-
Mahkemece bozma kararına uyulduğu, kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hakla aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluğun doğacağı, öte yandan bozma dışında kalan yönlerin ise kesinleşeceği, mahkemece bozma kararına uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.