Tapuda elbirliği mülkiyeti esasına tabi taşınmazlar bakımından, TMK'nun 676/son maddesine göre mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmeleri yazılı olması şartı ile geçerli olup, sözleşmenin yazılı olmasının bir ispat şartı değil geçerlilik şartı olması gerekeceği-
Asıl ve birleşen alacak davalarının-
Taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmiş olmasının doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi isteği-
Bir güven müessesesi olan davalı bankanın vermiş olduğu fek yazısına güvenerek tapuda söz konusu taşınmazı ipotekli olarak satın almış olan davacının ipoteğin fek edilmemesi, bir başka deyişle, bankaca tek taraflı vazgeçilmiş olması nedeniyle işbu davayı açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek ve olayın bu şekilde değerlendirilerek, karar yerinde tartışılıp bir hüküm kurulması gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen şekilde, “davacının fek yazısı gereği tapuda işlem yapmaması ve taşınmazı ipotekli devir alması” gerekçesiyle, yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Satış bedelinin, tapuya hacizlerini aynı gün koydurmuş olan alacaklılar arasında -tapuda; hangisinin haczinin daha önce tapuya işlendiğine dair bir kayıt bulunmaması halinde- garameten paylaştırılması gerekeceği–
Tapulu taşınmazların harici satışı geçersiz olduğundan, davalının hakkında açılan davayı kabul etmesi halinde de mahkemece, bu satışa dayalı «tapu iptali ve tescil davasının kabulüne» karar verilemeyeceği -
Taşınmaz ipoteğinin bütünleyici parçalar ile eklentileri de kapsadığı, bu nedenle taşınmaz ipoteği kurulunca taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçalar ile eklentilerin -ipotek akit tablosunda yazılı olmasalar bile- ipotek kapsamına girecekleri - Rehinli alacaklı tarafından, başka alacaklılar tarafından -kanuna aykırı olarak- haczedilen bütünleyici parçalar ve eklentiler hakkında istihkak iddiasında bulunulabileceği–
Birleştirme kararı verilse dahi her bir dava bağımsız dava olma özelliğini koruduğundan, asıl ve birleştirilen davaların her biri bakımından 6100 sayılı HMK.nın 297.maddesine uygun biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması, diğer taraftan birleşen davada dava değeri üzerinden alınması gereken eksik nisbi harcın ikmali içi 492 sayılı Harçlar Yasasının 30.maddesi gereğince birleşen davacıya süre verilerek, re'sen harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde yargılamaya devam edilmesi, aksi durumda dosyanın işlemden kaldırılması, davanın üç ay içinde yenilenmemesi halinde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Takipte borçlu sıfatı bulunmayan kişilerin haciz tarihinde taşınmazın maliki oldukları ve tasarrufun iptali davasında taraf konumunda da olmadıkları ve dolayısıyla anılan davada haklarında verilmiş herhangi bir kararın da bulunmadığı anlaşıldığından, tasarrufun iptaline ilişkin ilamın, davada taraf olmayan bu kişiler yönünden sonuç doğurmayacağı, şikayetçilere ait hisse üzerine haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.