Kadastro Kanununda, tapulama tespit gününde yürürlükte olan yasa hükümlerine göre oluşturulmuş, imar ihya şerhlerini dayanaksız bırakan bir hüküm bulunmadığı gibi; imar ihya, belirli koşullarda taşınmaz mal mülkiyetinin kazanılması yollarından biri olarak kabul edildiğinden, kazanılmış hak kuralı gereğince ve ayrıca, imar ihya ve zilyetliği doğrulayan mahkeme hükmünün üzerinden on yıllık hak düşürücü süre de geçmediği için, davalının, kişisel hakkının ayni hakka dönüştürülmesini isteyebileceği de düşünülerek, Hazinenin açtığı imar ihya şerhinin kaldırılması davasının reddinin gerekeceği-
Davalının hasımlı veraset belgesinin (davalı Hazine olacak şekilde) alınmasının, alınacak veraset belgesine göre ölü ise davanın mirasçılarına yöneltilmesinin ve davacının davasını TMK'nun 713/2. maddesinde bulunan hukuki sebeplerden hangisine dayandırdığının açıklattırılmasının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tüm mirasçılarına yöntemine uygun şekilde dava dilekçesinin tebliğ edilmesinin, davalının hiç mirasçı bırakmadan ölmüşse Hazinenin TMK'nun 501. maddesi karşısında hukuki durumunun değerlendirilmesinin gerekeceği-
Davacı adına tapuda tam pay olarak kayıtlı parselin davacı yanca tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tapuya kayıt ve tescilinin isteminin, diğer mirasçılar tarafından açılmış bu yönde bir dava ve istek olmadığından reddine karar verileceği, dava ve istek olmadan başkaları adına iptal ve tescile karar verilemeyeceği-
Ölen borçlulardan birinin mirasçısının da ihalenin feshini isteyebileceği; satışa konu taşınmazın mülkiyetinin diğer borçluya ait olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği-
Şekli haciz tutanağında borçlunun haczi kabil malının bulunamadığına ilişkin tespitin, asıl borçluya yönelik tüm yasal yolların tüketildiği anlamına gelmeyeceği-
Taşınmazda bulunan orman şerhinin silinmesi istemi, karşı dava ise tapu iptal ve tescil istemi-
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen tazminat sorumluluğunda, illiyet bağının kesilmiş olması için, tazminat talep eden davacının veya üçüncü bir kişinin ağır kusurunun bulunması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin çıkması gerekeceği-
Mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne prosedüre uygun şekilde başvurulması, eğer bu talep istenen sonucu doğurmazsa daha sonra mahkemeye başvurulması gerektiği-
Tebligat Kanunun 10/II ve 21/II maddesine göre tebligat yapılabilme koşulları-
Yükleniciye devredilen pay avans niteliğinde olduğundan, yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarının mümkün olmadığı, bu sebeple üçüncü kişilerin TMK'nun 1023. maddesindeki iyiniyet kuralından faydalanamayacakları ve aynı Yasa'nın 1024. maddesi gereği yükleniciden pay satın alan kişilerin bu alımlarının korunmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.