Kıyı kenar çizgisine ilişkin uyuşmazlıkta, idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılması gerektiği ve  yapılacak araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Medeni Yasa'nın 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan ötürü Devletin doğrudan sorumlu olacağı-
Dava konusu Şehzade S. M. Vakfının "gayri sahih" vakıflardan olup taviz bedeline tabi olmadığı; ancak davacının taviz bedelini ödememesi gerektiği halde ödediği anlaşıldığından İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taviz bedelini geri istemesinin mümkün olduğu-
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi olup yetki itirazının en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği- Yetki itirazının iki haftalık cevap süresinden sonra yapıldığından mahkemece dikkate alınmaması ve yetki itirazlarının reddi gerektiği-
Tapu müdürlüklerine yapılan yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararlarının davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmeyeceği, aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunduğu-
Olayda istek; 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine, 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen ( b ) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasası’nın ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içersinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari karar da bulunmadığından davaya bakmak görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu-
Vakıf şerhinin yasal bir takyit olduğu, niteliği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinin bu davalarda uygulanmayacağı, önceki davanın nedeni farklı olduğundan kesin hükümden de söz edilemeyeceği, taviz bedeli ödenmedikçe vakıf şerhinin kaldırılamayacağı, şu duruma göre, geldi kayıtlarında yer alan ve tedavüller sırasında intikal ettirilmeyen şerhin yeniden konulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kazanmayı sağlayan zilyetlikle bir taşınmazın edinilebilmesi için tescili istenen yerin tapuda kayıtlı bulunmamasının gerekeceği-
İhalenin feshini isteyen kişinin, icra takibinde alacaklı ya da borçlu olmayıp, ihale konusu taşınmaz üzerinde lehine mevcut olan haciz şerhi nedeniyle tapu sicilindeki ilgili konumunda olduğu, buna göre, satışın yapıldığı icra takibinde üçüncü kişi olan şikayetçinin, ihalenin feshini isteyebilmesi için yurt içinde adres göstermesinin zorunlu olduğu, şikayet dilekçesinde bu koşul yerine getirilmediği gibi, şikayet dilekçesine ekli ............ tarihli vekaletnamede de şikayetçi asilin adresinin “Almanya” olarak gösterildiğinin ve gösterilen bu adresin yurt dışı adresi olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince, İİK'nın 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kural olarak, ıslah işleminin harca tabi olduğu, ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılması gerektiği, davalı tarafın harçtan muaf olması halinde dahi nispi peşin harç ve ıslah harcının alınması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.