4721 sayılı TMK’nun 713/V. fıkrasının son cümlesinde yer alan «mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur» hükmü karşısında, «...mülkiyet hakkının tescil kararının kesinleşmesinden sonra doğabileceğine...» değinen 04.12.1998 tarih 4/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının geçerliliğini yitirmiş olduğu–
Öncesinde üzerinde davacıya ait intifa hakkı tescil edilmişken, kat irtifakı kurulması aşamasında dava konusu bağımsız bölüm kaydına intifa hakkının geçirilip, tescil edilmemesi, kayıtlara göre taşınmazın önce cebri satış, ardından da satış yoluyla davalı tarafından devralınması aşamasında sicil kaydında intifa hakkının yer almaması karşısında davalı iyiniyetle taşınmazı satın alan ve kullanan üçüncü kişi konumunda olup; haksız şagil sayılamayacağından davacının ecrimisil isteminin reddinin gerekeceği-
Tapu sicillerinin doğru tutulmasını üstlenen devletin, ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da bu haklardan yoksun kalınması, dayanak ve belgelere aykırı kayıt oluşması sonucu doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu, TMK.nun 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu, hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kadastro tespitine itiraza-
Tapuda isim ve soyadı tashihi davasında, mahkemece bozmaya uyularak davacılara dava dışı “Mustuk C.lı” terekesine mümessil tayin edilip ve davaya onun huzuruyla devam edilmesi gereği yönünde karar alındığı ancak davacıların mümessil tayini davası red edilerek kararın kesinleştiği, bu durumda terekeye mümessil tayin edilmeden verilen kararda, bu sebeple direnilmesinin yerinde olduğu-
Tacir sayılan limited şirketlerinin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, ticareti terk etmeleri halinde, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına engel bulunmadığı-
Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda yukarda belirtilen nitelikte tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43, tapu Kanununun 33, Kadastro Kanununun 16. maddesi göz önüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
İpoteğin ‘kesin borç ipoteği’ (anapara ipoteği) olması halinde borçluya ‘limit ipoteği’ için zorunlu olan ve İİK’nun 150/ı maddesinde öngörülen ihtarname gönderilmesine gerek bulunmadığı–
Davacıların, hatalı işlem sonucu taşınmazların tümünün satılması nedeniyle satın almış bulunan dava dışı kişilere yönelik olarak açtıkları tapu iptali ve tescil davası sonunda taşınmazlarını geri alma haklan bulunduğu gibi tapu iptali ve tescil davası açmadıkları dava konusu taşınmaz için de tapu iptali ve tescil davası açma haklarının bulunduğu-
Gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.