Taşınmaz sahibinin sahte belgelerle ölü gösterilerek taşınmazının satılmasından dolayı tapu iptali talebinin kabul edilmesinin doğru olduğu- Taşınmazı satın almış olan kişilerin ceza davasında beraat etmiş olmalarını bu sonucu etkilemeyeceği-
Taşınmazdan ayrı olarak tek başına haczedilebilen teferruatın (eklentinin) gerçekten teferruat (eklenti) niteliğinde bulunup bulunmadığının yerinde keşif yapılarak araştırılması gerekeceği–
"Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu"nun oluşabilmesi için; borçlunun 'başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisine aitmiş gibi göstermesi' veya 'kendisine ait malı, alacak ve hakları gizlemiş olması' gerektiği–
Yargıtay’ın vakıf şerhleri ile ilgili olarak kararlılık kazanmış uygulamasında, 5304 Sayılı Kanun’un geçmişe yürürlülük konusunda açık bir hüküm taşımaması ve istisnalardan her hangi birinin de söz konusu olmaması karşısında, 5304 sayılı Kanunun 11. maddesinin geçmişe etkili olmayacağı-
Ecrimisilin ancak elatmanın önlenmesi davası ile birlikte istenebileceği ve daha önce -elatmanın önlenmesi davası açılmadan- istenme-sinin «dürüstlük kuralı»na aykırı düşeceği durum-
Mecra hakkı tesis edilecek taşınmazların tapulu olması gerektiğinden bilirkişi raporuna göre mecra hakkı tesisin edilen yerin Hazineye ait ve tapusuz olduğu anlaşılan su arkından geçirilmesine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Borçlu ile evli olan ve ihale konusu taşınmazın tapu kaydına feshi talep edilen ihaleden önce aile konutu şerhi koyduğu görüldüğünden, şikayetçinin tapu sicilindeki ilgililerden olduğu ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurmasının kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı olmadığı- Kendisini vekille temsil ettiren davalı Tapu Müdürlüğü yararına vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
MK. 992 hükmünün taşınmazlar için bir “hak karinesi” getirmiş olduğu, bunun aksinin MK. 1025 uyarınca her zaman kanıtlanabileceği-
Lehine satış vaadinde bulunulan alıcının süresinde (7 gün) açtığı istihkak davasında «daha önce taşınmaz maliki (satıcı) hakkında açtığı tescil davası sonucunda aldığı ilâma dayanarak» haczin kaldırılmasına karar verilmesini isteyebileceği -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.