Davacı Türk Medeni Kanunu’nun 406. maddesinde yazılı olan vesayeti gerektiren hallerden; mal varlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini ve ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açması nedeniyle, vesayet altına alınmış olup, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı bulunmadığına dair alınan raporun, kısıtlılığın devamına veya kaldırılmasına herhangi bir etkisinin bulunmayacağı ve TMK. m. 6 uyarınca herkesin iddiasını ispatlaması gerekeceği-
Kısıtlılığa esas alınan raporda, raporu tanzim eden sağlık kurulunda psikiyatri uzmanının bulunmadığı da dikkate alınarak her iki rapor arasındaki çelişkinin, kısıtlının sözü edilen raporlarla birlikte Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınmak suretiyle giderilmesi ve kısıtlama sebebinin ortadan kalkıp kalkmadığının tespiti ile hasıl olacak neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği-
Vesayet kararının kaldırılması istemine ilişkin davada, Türk Medeni Kanunu'nun 411. maddesi uyarınca vesayet işlerinde yetkili mahkemenin kısıtlının yerleşim yeri mahkemesi olduğu ,davanın açıldığı tarih itibariyle kısıtlanması istenilenin yerleşim yerine göre yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekeceği, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği-
Hastalığı nedeni ile vesayet altına alınan kısıtlının kısıtlılık kararının kaldırılması talebine-
Küçükler üzerindeki vesayetin ergin olmalarından önce kaldırılmasında, vesayet makamının (sulh hukuk mahkemesi) görevli olduğu-
Basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde HMK’nun 320/1. maddesi uyarınca mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verilebilmekte ise de; vesayet kararı, kişilerin özgürlükleri bakımından ağır sonuçlar doğuran, kişi için yeni bir hukuki statü meydana getiren hukuki bir işlem olduğundan vesayetin kaldırılması istemlerinde duruşma açmadan evrak üzerinden karar verilemeyeceği-
Boşanma kararına dayanak yapılan hastane raporunun hüküm vermeye yeter nitelikte olmadığı, bu sebeple davalının akıl hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünün araştırılması için her iki hastane raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 472. maddesi gereğince kısıtlılığın kaldırılması istemi-
Vesayetin kaldırılmasına ilişkin davada, bozma gereğince işlem yapılarak, taraf delillerinin toplanması ve uzman bilirkişilerden görüş alınması gerektiği-
Vasinin ölmüş olmasının, vasilik görevini sona erdirir (TMK.md.479) ise de, küçüğün vesayet altına alınmasını gerektiren durumun mevcudiyetini ortadan kaldırmayacağı, vesayeti gerektiren halin varlığını sürdürdüğü, durum böyle olunca küçüğe yeni bir vasi atanmasının gerekeceği, ne var ki küçüğün ana ve babasının sağ olduğunun da görüldüğü, dava ana ve babaya ihbar edildiğinde bunların velayeti talep etmelerinin mümkün olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor