Taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının yerine getirilmediği iddiasıyla açılan davada; öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, kadastro tespit bilirkişilerinin tümü, fen bilirkişi, jeoloji mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve daha önce yapılan keşfe katılmayanlar arasından seçilecek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime, nasıl intikal ettiği, taşınmazlarda imar-ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan önceki tarihli keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulguları da değerlendirecek şekilde taşınmazların niteliğini, özellikleri; komşu durumda bulunan ham toprak, mera nitelikli dava dışı taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazların toprak yapısını mukayese eder, ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, komşusunda dere olan çekişmeli taşınmazlar yönünden jeolog bilirkişiden taşınmazların aktif dere ya da dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazların ayrı ayrı tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden ve komşu parseller ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosya arasına konulmalı, zilyetlikle kazanma şartlarının davalı taraflar lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
Hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaza komşu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının kesinleşmesinin, usulüne uygun sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmayacağı ve dolayısıyla kadastro tespiti öncesinden beri sürdürülen zilyetliğe dayalı olarak tescil istenebileceği-
20. HD. 16.10.2019 T. E: 2017/489, K: 5949-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline-
Davanın, tapu iptali ve tescil istemi olduğu, davalı tarafından yolsuz tescile ve tapu kaydına dayanarak iyi niyetle hak iktisap edip edemeyeceği başka bir anlatımla MK. nun 931. maddesinin koruyucu hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı hususu söz konusu olup uyuşmazlığın bu noktada toplandığı, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle tapulama tespiti sırasında 4753 sayılı Kanuna göre yapılan işlem sonucu oluşan tapu kaydı esas alınmak suretiyle Hazine adına yapılan tescilin yolsuz olup olmadığının araştırılmasının gerekeceği, başka bir ifade ile davacıların bu yerde mülkiyet haklarının belirtme tarihlerine kadar doğup doğmadığının araştırılması, yolsuz tescilinin varlığı kanaatine varıldığında bu kere toplanan delillere göre M.S.K.ın iyi niyetli olup olmadığının tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gerekli olup, mirasçılık belgesine göre belirlenecek gerçek mirasçıların davaya dahil edilmelerinin sağlanarak davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu parselin sınırında eylemli mera parseli yer aldığına göre, eylemli bu durum ve vergi kaydındaki boz sınırı karşısında dava konusu yerin bitişikteki kadim meradan kazanıldığının kabulünün gerektiği, meraların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu mallarından olup, özel mülkiyete konu edilemeyecekleri, diğer yönden, süresi neye ulaşırsa ulaşsın mera toprağının imar-ihya, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin de mümkün bulunmadığı-
Bir taşınmazın hayvan yemlemek, su içirmek vs. gibi kullanılmasının o yerin kazanılması için tek başına ekonomik amaca uygun bir zilyetlik sayılmayacağı-
"Hali, Çalılık ve Taşlık" yerlerden olması nedeniyle tesbit dışı bırakılan bir yerin, MK.nun 639/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14 ve 17. madde hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, tesbit dışı bırakma işleminin kesinleştiği tarihten, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesinin gerekeceği-
Kayıt malikinin adresinin bilinmemesinin, tanınmayan bir kişi olduğunu göstermeyeceği ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğinin kabul edilemeyeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.