Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın tarımsal amaçla kullanılmayan ham toprak vasıflı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile öncekilerden farklı bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Dava konusu taşınmaza komşu 185 ada 107 nolu parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve varsa bu parsele ilişkin dava dosyalarının ilgili mahkemelerden, kadastro çalışmalarında uygulanan tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının bulundukları Tapu Müdürlüğü ve İl Özel İdare Müdürlükleri’nden getirtilmesinin, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro Müdürlüğü’nden de sorulmasının, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğü’nden getirilmesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Değişik 14/2.maddesi gereğince kuru-sulu araştırmasının yapılmasının gerekeceği-
Feragat beyanı konusunda karar verme yetkisinin görevli mahkemeye ait olduğu-
Tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili keşifte, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir dayanılan senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
43 numaralı parsele revizyon gören tapu miktarı 30 dönüm olduğu halde 43 parselin kadastroca belirlenen yüzölçümünün 63965 m2 olduğu, şu hale göre 43 numaralı parsele uygulanan tapu kaydının 60 numaralı parseli kapsadığının düşünülemeyeceği, bilirkişi ve tanıkların 1960 yılından beri, 12.8.1988 tarihli komisyon inceleme tutanağında ise 50 yıldan beri 60 numaralı parselin davalı tarafından tek başına, 43 numaralı parselin ise taraflarca ortak kullanıldığını bildirdikleri, mahkemece davacıların daha önce ortaklığın giderilmesi ve yüzölçüm düzeltilmesi için açtıkları ve takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına karar verilen davalardan dolayı davalı zilyetliğinin çekişmesiz devam etmiş sayılamayacağı gerekçe gösterilmiş ise de, davacılar sözü edilen davalarla yararlarına herhangi bir karar almadıkları gibi açılmamış sayılmasına karar verilen davaların hiç açılmamış sayılmasının gerekeceği-
Mahkemece, tapu kayıt maliki ... kızı ...'nun Mısır'da oturduğuna dair tapu kaydındaki şerh ile nüfus kayıtlarına göre beş çocuğunun olması, davalı vekili tarafından sunulan yabancı ülke veraset ilamı da dikkate alınarak mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi için hasımlı olarak mirasçılık belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, mirasçılık belgesine göre belirlenecek mirasçıların davaya dahil edilmelerinin sağlanarak davaya devam edilmesi gerekeceği- Dava konusu .......... parselin edinme sebebine dayanak tespit tutanağı, ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kaydı ve dayanakları ilgili kurumlardan getirtilerek “...maliki 20 yıl önce ölmüş...” hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin üzerinde durulmadan ölüm sebebine dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kural olarak tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda böyle bir yerin koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olabileceği-
Mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davalarında; davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise usulen belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği, mirasçıların yerleşim yeri ve kimliklerinin açıklığa kavuşturulmamış olmasının, onların «tapu kütüğünde kim olduğu bilinmeyen kişiler» olduğu anlamına gelmeyeceği–
Kazandırıcı zamanaşımı sebebi ile taşınmazların tescili istemiyle açılan davada; dava konusu taşınmazın zemininin taşlık ve kayalık vasfında olduğu ve taşınmazın hali hazırda kullanılmadığı gibi 1963 basımı memleket haritasına göre de üzerinde yapraklı ağaç bulunan ormanlık alan olarak gözüktüğü anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Vakıf malların, tescil davasına konu olması halinde, mahkemece araştırılacak hususlar-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.