Davanın tapusuz taşınmazların tescili isteğine ilişkin bulunduğu, bu tür davalarda Hazine yasal hasım durumunda olup, ilgisi yönünden diğer kamu tüzel kişilerinin de davada davalı durumunda yer aldıkları, dava ilkten Hazine ve Köy tüzel kişiliğine yöneltilmemiş ise de uyuşmazlığın niteliği gözönünde tutularak yargılamanın devamı sırasında dava Hazine ve Köy tüzel kişiliğine yöneltilmiş olmasının davada hasım değiştirilmesi olarak kabul edilemeyeceği-
Kadastro mahkemelerinde dava değerinin, K.K.'nun 36/2 maddesi uyarınca taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri olduğu, bu değerin kadastro ekibi tarafından belirlenerek tesbit tutanağının sol üst köşesinde yer alan "Harca Esas Değer" bölümünde gösterildiği, şayet bu değer belirlenmemiş ise, Kadastro hâkiminin, son beyan dönemi emlak değerini 28/10/1987 gün 19618 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emlak Vergisi Değeri Bulunmayan Taşınmaz Malların K.inin Takdiri Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca belirlemesi gerekeceği-
8. HD. 08.02.2018 T. E: 2016/12629, K: 1899-
Tescil davasında, dava tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları uzman bilirkişiler aracılığıyla uygulanarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi gerekeceği-
Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu taşınmazın imar-ihya yoluyla kazanılabilecek yerlerden olmadığı, TMK'nın 715. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi kapsamında kalan sahipsiz yerlerden olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden bulunduğunun tespiti ve TMK'nın 999. maddesi gereğince özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte tapuya tescil edilmesinin de olanaklı görülmediğinin anlaşılması halinde, özel mülkiyete konu olmayacak yerin aynı zamanda Hazine adına da tapuya kayıt ve tescilinin de mümkün olmadığının düşünülmesi gerekeceği-
Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazın tespit gördüğü 1997 tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 1997 olan tespit tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1977-1987) stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesinin ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesinin gerekeceği, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesinin, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesinin ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesinin mümkün olduğu-
Meranın aidiyetinin tesbiti istemi-
Kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili isteği- Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, Mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, önceki raporları irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan, hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir, önceki raporları irdeler ve sınırlarının belirgin olup olmadığı, taşınmazın tamamında mı yoksa bir bölümü üzerinde mi tarımsal faaliyet sürdürüldüğünü açıklar şekilde rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısını inceleyen, yakınında bulunan gölün etki alanı içerisinde olup olmadığını irdeleyen rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Davacı Hazine'nin tapu kayıtları varsa uygulanmalı, tapu kayıtları taşınmazı kapsamıyorsa dava konusu taşınmaz hakkında toprak komisyonunca ne gibi işlem yapıldığı ve ne olarak bırakıldığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı, taşınmazın geleneksel mera olup olmadığı araştırılmalı, teknik bilirkişiye tapu kaydı belirtmelik tutanağı varsa mera tahsis haritası ve dava dosyası kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan veren kroki düzenlettirilmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, niteliği, mera vasfında olup olmadığı hususunda gerekçeli rapor alınmalı, kanunları uyarınca Hazine'ye intikal eden yerler ile mera nitelikli yerlerin zilyetlik ile kazanılamayacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekeceği-
Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği- Aynı koşullar altında, maliğin tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği- Tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı-Davanın konusunun, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan olunacağı- Son ilandan başlayarak üç ay içinde kanunda sayılan koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hakimin tescile karar vereceği- Mülkiyetin birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olacağı- Davalılar ve itiraz edenlerin, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.