Gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek babası yerine, davacı ...'in nüfusuna onun çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen ... ...'nın, hatalı kaydının düzeltilmesi istemi-
Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından, doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu- Hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olduğu-
Dosyaya getirtilen nüfus kayıt örneğinden, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen çocukların bir ikiz kardeşi olduğu anlaşılmasına karşın mahkemece iki kardeşin birlikte tam teşekküllü bir sağlık kuruluşuna sevk edilerek ikiz olup olmadıkları konusunda heyet raporu alınıp bu husus açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ve yetersiz araştırmayla davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bir kadının 3 ay 20 günlük süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben olanaklı bulunmadığı, hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların birbiriyle çelişik olmamasına özen göstermesinin ve böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerektiği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine yönelik davalarda hakimin, tarafların sunduğu delillerle bağlı olmayıp, kendiliğinden araştırma yapabileceği-
Dosyadaki bilgi ve belgelerin özellikle Türk vatandaşlığına geçiş sırasında davacının yaptığı müracatta ve 20.06.2012 tarihli İran İslam Cumhuriyeti Başkonsolosluğu'ndan verilen nüfus cüzdan örneğinin tasdikli tercümesinde, ayrıca yine İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliğince verilen Türkiye'de evlenmesinde sakınca bulunmadığına dair 14.07.2009 tarihli belgelerde davacının anne adının belirlendiği, her ne kadar 07.06.2010 tarihinde yine İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği'nden verilen nüfus kayıt örneğinin tercümesinde anne adının farklı yazıldığı görülmüş ise de, bunun yanlış yazıldığı, temyiz noterlikçe de onaylanan nüfus cüzdan doğum belgesinin tercümesinden anlaşılmış olduğundan, davacının anne adının talep doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Evlilik içinde doğan çocuğun anne ve babasının sonradan boşanmış olmasının anneye çocuğun soyadının değiştirilmesi hakkının bahşetmeyeceği, müşterek çocuk reşit oluncaya kadar veya baba Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadı değiştirme konusunun yasal olarak mümkün olmadığı-
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesinin, nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu- Nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılmasının da idari işlem niteliğinde olduğu- Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin Nüfus İdaresine verilmiş idari bir görev olduğu-
Doğum tarihinde anne ve baba evli ise çocuğun babanın soyadını alacağı, çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmenin TMK’nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün olmadığı- Çocuğun anne ve babasının boşanmalarının, sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmeyeceği- Boşanma ilamı uyarınca babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında, davacının dilekçesinde, evlilik birliği içerisinde doğmuş olan çocuğun, boşanmaları ardından velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı kendisi ile küçüğün soyadlarının farklı hale geldiğini bu durumun çocuğu okulda rahatsız ettiğini, annesini de resmi işlemlerde zora soktuğunu ve psikolojik olarak aynı soyadı hatırlamakta rahatsızlık duyduğunu ileri sürdüğü; ancak bu iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece küçüğün soyadının değiştirilmesi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Doğum ve ölüm olaylarının nüfusa işlenmesi amacıyla açılan davada idari yargının görevli olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.